Hiçbir Ģey yoktu. Bugünkü yemeğini de yemiĢti. ġöyle parlak ve ilginç bir Ģeyler
olsaydı...
EskimiĢ süveteri, yedek çorapları ve açık havada tuvalete çıkması gerekirse diye
yanında taĢıdığı kâğıt mendilinden baĢka hiçbir Ģeyi yoktu. O anda Bayan Sessizlik'e
verdiği ipek mendil aklına geldi ve biraz piĢman oldu. Terör Kampı'na geldikleri ikinci
günden sonra onu bir daha görmemiĢti. Yerlilerin renkli ipek mendilleri sevdiklerini
biliyordu. Çantasını karıĢtırırken eline dürbünü geldi. O anda içi acıyla doldu. Kalp
rahatsızlığından ölen amcasının Irving'e bıraktığı tek hatıra bu dürbündü ve Irving için
paha biçilemezdi.
Merakla bekleyen Eskimolara gülümseyerek
Adamların elleri bir anda silahlarına gitmiĢti.
çantasından
dürbünü
çıkardı.
On dakika sonra Eskimolar Irving'in etrafına toplanmıĢ çocuklar gibi eğleniyorlardı.
Saç bantlı Eskimo bile bütün o Ģüpheci ve soğuk tavrına rağmen Ģimdi dürbüne ilgiyle
bakıyordu. Irving, elçisi Bay Inuk Tikerqat'a dürbünü vererek onu geride bekleyen
kadınlara da göstermesini istedi. Kızağın yanındaki ihtiyar Eskimo da yaklaĢıp dürbünü
inceledi ve kadınlann bol tekrarlı Ģarkısına eĢlik etti:
Aiyeiyaiya na
Ye he ye ye yi yan e ya qana
A i ye yi yat yana
Eskimolar heyecan ve