Irving, hırlamaya devam eden köpeklerden birini göstererek umutsuzca, "Köpek,"
dedi. "Köpek."
Irving'in en yakınındaki adam güldü ve eliyle köpeği iĢaret ederek "Qimmiq," dedi.
"Tunok." Kafasını sallayıp kıkırdadı.
Irving bir anda ısındı, en azından bir Ģeyi çözmüĢtü: Eskimo dilinde köpeğe qimmiq
ya da tunok deniyordu. Sonra kızağı göstererek devam etti: "Kızak."
Eskimolar onu izliyordu. Genç kadın eldivenleriyle yüzünü kapatmıĢtı. YaĢlı
kadınınsa ağzı açıktı ve Irving kadının ağzında yalnızca bir diĢi kaldığını bulunduğu yerden
görebiliyordu.
"Kızak," diye tekrarladı.
Altı genç Eskimo birbirine baktı ve aralarından Irving'le konuĢanı kızağı iĢaret edip
"Kamatik?" dedi.
Irving onlarla anlaĢıp anlaĢamadığını bile bilmiyordu; ama yine de sevinçle kafasını
salladı. Eskimo ona ölmek istiyor musun, diye sormuĢ da olabilirdi. Buna rağmen Irving
gülümsemekten vazgeçmedi; sonunda çocuk, yaĢlı adam ve saç bantlı genç Eskimo hariç
diğerleri de gülmeye baĢlamıĢtı.
Bu soruyu sormak için biraz geç kalmıĢtı; ama yine de Ģansını denedi: "Ġngilizce
biliyor musunuz?"
Eskimolar Irving'e bakıp önce sırıttılar sonra kaĢlannı çatıp sustular. O da aynı
soruyu yarım yamalak Fransızcası ve berbat Almancasıyla tekrar sordu.
Eskimolar yine önce sıntıp sonra kaĢlarını çattılar.
Irving çömelip yere oturdu. Onlar ayakta duruyordu. Burada geçen uzun zamanın
sonunda hâlâ birilerinin adını öğrenmek istediğini fark etmiĢti.
Kendi adını söyleyip en yakınındakine döndü ve karĢılık bekledi.
Sonunda adam baĢparmağıyla kendini iĢaret edip "Ġmik" dedi ve eldivenini çıkarıp
sağ elini gösterdi, üç parmağı yoktu. " Tiker-qat."
"Sizinle tanıĢtığıma memnun oldum Bay Inuk. Ya da Bay Ti-kerqat. Çok memnun
oldum."
Irving ancak iĢaret diliyle anlaĢabileceklerine karar vererek kuzeydoğuyu gösterdi.
"Orada arkadaĢlarım var." Sanki Eskimolara karĢı kendini korumak için bu lafı etmiĢti. "Ġki
büyük gemi. Ġki... Gemi."
Dönüp Irving'in gösterdiği yere baktılar. Bay Inukün kaĢları çatılmıĢtı. Önce
"Nanuq," dedi, sonra kafasını sallayıp "Tömârssuk" diye düzeltti. Diğerleri bu cümleden
sonra korkmuĢ gibi kafalarını öne eğdiler. Teğmen onların baĢka bir Ģeyden bahsettiklerinden emindi.
Bu adamlarla uzun uzun anlaĢmaya çalıĢmaktansa onlarla ticaret yapmaya
çalıĢmalıydı. Kimseyi telaĢlandırmamak için yavaĢça hareket ederek çantasına uzandı ve
içinde Eskimolara verebileceği bir Ģeyler aradı.