Test Drive | Page 313

Crozier ocak ayındaki hastalığı sırasında gördüğü kâbusları bu kısa uyuklamalarında da görmeye baĢlamıĢtı. Bazı kâbusları defalarca görüyor ve uykusundan sıçrayarak uyanıyordu. Genç kızlar nıh çağırıyorlardı. M'Clintock ve baĢka bir adam, teknedeki iki iskelete bakıyorlardı; iskeletlerden biri ayaktaydı ve üstünde kalın denizci ceketi vardı, diğeri ise bir yığın kemikten ibaretti. Crozier bunlardan birinin kendisi olup olmadığını merak ediyordu. Ama en kötüsü, kendisini Memo Moira'nın kapatılmıĢ kilisesindeki sunağın önünde çırılçıplak vaziyette gördüğü kâbustu. Ġriya-rı zalim peder, parçalanmıĢ beyaz cüppe içindeki yanmıĢ bir adamın cesedini Crozier'a yaklaĢtırıp yanık et kokusunu onun suratına üflüyordu. 23 Nisan'da saat sabahın beĢini biraz geçmiĢken bütün adamlar toplandı. GüneĢ saat ona kadar doğmuyordu. Rüzgâr esmeye devam ediyor ve Hollanda çadırlarının kahverengi bezini savuruyordu. Adamlar, ĢiĢede taĢıdıkları yarım litre eterle küçük ocaklarını yakıp teneke kutulardaki yiyeceklerini ısıtmaya çalıĢıyorlardı. Rüzgâr olmasa bile küçük ocakları tutuĢturmak çok zor hatta neredeyse imkânsızdı. Bugünkü gibi bir rüzgârda, ocakları değil dıĢarıda, çadınn içinde yakmak bile imkânsızdı. Adamlar, Goldner marka konserve et ve sebzenin piĢtiğine kendilerini inandırmıĢ ve bu yarı donmuĢ lokmaları kaĢıklamaya baĢlamıĢlardı. Açlıktan ölüyorlardı ve önlerinde kızak çekerek geçirecekleri koca bir gün vardı. Goodsir ve Ģimdi hayatta olmayan diğer üç cerrah, Goldner marka konserve yiyecekleri; ama özellikle de çorbayı ısıtmanın önemi üzerine iki YüzbaĢıyla konuĢmuĢlardı. Goodsir, sebze ve etin önceden piĢirildiğini ama içinde ucuz havuç ve benzeri sebzelerin bulunduğu çorbanın "yoğunlaĢtırılmıĢ" olduğunu, yani sulandırılarak kaynatılması gerektiğini belirtmiĢti. Cerrah, kaynatılmamıĢ Goldner çorbasının, hatta sebze ve etin de içinde, tam piĢirilmediği sürece zehirli maddelerin ortaya çıkabileceğini söylemiĢ ve konserve yiyeceklerin ne olursa olsun tam piĢmesi gerektiğini ısrarla anlatmıĢtı. Crozier ve Fitzjames bu uyarıları da dikkate alarak Terör Kampına kızaklarla büyük ocakların getirilmesini emretmiĢlerdi. Ama Birinci ve Ġkinci Deniz Kampı'nda bu ocaklardan yoktu. Küçük ocaklar yanmayınca konservelerin ancak buzunu eritmek mümkün olmuĢtu ve herkes yemeğini ısıtmadan yemek zorunda kalmıĢtı. Bu yeterli olmalı, diye düĢündü Crozier. Kahvaltı biter bitmez YüzbaĢının karnı açlıktan guruldamaya baĢlamıĢtı bile. Deniz kamplarındaki sekiz Hollanda çadırını kızakların üstünde Terör Kampı'na getirerek buza tekrar çıkılması durumda yedek olarak kullanacaklardı. Ama rüzgâr çok Ģiddetliydi ve henüz buzda geçen ikinci gün olmasına rağmen herkes fazlasıyla yorgundu. Crozier, Teğmen Little'a danıĢarak kampa üç çadır getirmenin yeterli olduğuna karar verdi. Belki ertesi sabah Ġkinci Deniz Kam-pı'ndan sonra daha iyisini yapabilirlerdi.