Test Drive | Page 308

biçimindeydi, sanki buz testeresi ile kesilmiĢti. Ama gemilerde kullanılan testere üç metre kalınlığındaki buzu bu kadar düzgün kesemezdi. Thomas Blanky, "Yemeğimizi burada yiyebiliriz," dedi. "Deniz kenarının keyfini çıkarın." Crozier bu derin ve muntazam çukurdan baĢkalarının da rahatsız olup olmadığını merak ediyordu. "Bir saatlik yolumuz daha var," dedi. "Teğmen Little, grubunuzun baĢına geçin lütfen." Yirmi dakika içinde karanlık çökmüĢtü ve Ģimdi buz gibi gökte yıldızlar parıldıyordu. Önden yürüyen silahlı korumalar Er Hopcraft ve Pilkington en arkadaki Crozier'ın yanına gelip, "YüzbaĢı, bizi izleyen bir Ģey var," dediler. Kızaklar yola devam ederken YüzbaĢı dürbününü alıp bir dakika boyunca etrafı izledi. "Orada, efendim," dedi Pilkington. "Belki o deliğin içinden çıkmıĢtır, YüzbaĢı. Olabilir mi? Bobby ve ben böyle düĢünüyoruz. Belki buzun altındaki suyun içindeydi ve bizim geçmemizi bekliyordu. Ya da o deliğin etrafında oyalanmamızı. Ne dersiniz, efendim?" Crozier cevap vermedi. Dürbünüyle görebildiği bu yaratık, karanlığın içinde ve fırtına bulutlarının ardındayken beyaz bir gölgeye benziyordu. Buz bacalarının ve kaya parçalarının arkasından ilerlerken ne kadar iri olduğu da anlaĢılıyordu.-Dört ayak üstündeyken bile Magnus Manson'dan daha uzundu. Crozier onu dikkatle izlediğinde, doğrulup iki ayağının üstünde yürümeye baĢladığını fark etti. Sonra yaratık buz bacalarından birine tırmandı. Crozier onu daha fazla izlemeyecekti, denizcileri yerlerine gönderip dürbününü kaldırdı. Pilkington ve Hopcraft'a "Kızakların yakınında durun, etrafı gözetleyin ve silahlarınız hazır olsun," dedi. "Fener kullanmayacaksınız, karanlıkta ne görebiliyorsanız o