"Buzun üstünde sürüklerken hafif ve sığ bir omurgası olan tekne istiyorsanız, evet.
9,14 metre uzunluğunda, üstünde onlarca adamın ve yükün bulunduğu bir tekneyi buzda
çekmek için en gerekli Ģey budur."
AnlamıĢ gibi yaptım. Neredeyse anlamıĢtım; ama çok yorgundum.
"Direklerini görüyor musunuz, Doktor?"
Yeniden teknelere baktım ve yine bir Ģey göremedim. Yüzba-Ģı'ya bunu
söylediğimde,
"Bu teknelerin eğilip kaldınlabilen tek bir direği olur. O da adamların küpeĢteye
örttüğü yelkenin altında," diye cevapladı.
Teknelerin hepsi yelkenle örtülmüĢ, dedim. Ona tümüyle dikkatsiz bir adam
olmadığımı göstermek istiyordum. Kardan korumak için mi?
Fitzjames piposunu yakıyordu. Tütünü biteli çok olmuĢtu. ġu anda ne içtiğini
düĢünmek istemiyordum. "O yelken, mürettebatı korumak için örtüldü," dedi usulca.
Kamptaki herkes uyuyor, nöbetçiler de etrafı sessizce adımlıyordu.
"Great Fish Nehri ne açıldığımızda üstümüzde o yelken mi olacak?" Yelken altında
bağdaĢ kurup oturduğumuzu gözümün önüne getiremiyordum. Ben hep güneĢli göğün
altında neĢeyle kürek çektiğimizi düĢlemiĢtim.
KurumuĢ insan dıĢkısı gibi kokan piposundan bir nefes çekip "Nehirde tekneleri
kullanmayabiliriz," dedi. "Bu yaz kıyı Ģeridindeki su açılırsa YüzbaĢı Crozier güvenli olan
yolu kullanmayı tercih eder."
"Alaska ve St. Petersburg'a kadar mı?" diye sordum.
"En azından Alaska'ya kadar. Ya da kıyı kuzeye kadar açıksa belki Buffin
Körfezi'ne." Kızaklara bağlı olan teknelerin yanına geldi. "Bu tekneleri biliyor musunuz
Doktor?"
"Onlar farklı mı, YüzbaĢı?" AĢırı yorgunluğun, utanmak bilmeyen bir dürüstlüğe
sebep olduğunu anlamıĢtım.
"Evet," dedi Fitzjames. "ġu ikisi Bay Honey'nin yaptığı özel kızaklara bağlı ve bunlar
da bizim filikalar. Onların son üç kıĢtır geminin güvertesine bağlı olduklarını fark
etmiĢsinizdir."
"Evet, elbette. Yani onların balina avı teknelerinden farklı olduklarını mı
söylüyorsunuz?"
Fitzjames piposundan bir nefes daha alıp "Tümüyle farklı," dedi. "Bu teknelerde
direk görebiliyor musunuz?"
Fenerin soluk ıĢığında bile her birinin ikiĢer diğeri olduğu görünüyordu. Üzerlerine
örtülen yelken kesilerek direğin etrafından geçirilmiĢti. YüzbaĢı'ya da aynen böyle
söyledim.
"Evet, çok iyi," dedi. Sesinde aĢağılayıcı bir ton yoktu.