Goodsir kafasını hayır anlamında salladı, "Ona biraz önce afyon verdim. Saatlerce
uyuyacak. Bir daha uyanabilir mi, bilmiyorum. Uyanma ihtimali çok düĢük."
Fitzjames baĢıyla onayladı. YüzbaĢının da kendini Goodsir gibi yorgun hissettiği
belliydi.
Cerrah "Dunn ve Brown ne durumda?" diye sordu. "Collins'le gitmiĢlerdi. Onları
buldunuz mu?"
"Evet," dedi Fitzjames, "Onlar hayatta. Yangın baĢladığında Yiyecek Odasının
sancak tarafına kaçmıĢlar ve yaratık da zavallı Collins'in peĢine düĢmüĢ." YüzbaĢı soluk
aldı. "AĢağıdaki duman dağılıyor. Mühendis Gregory'nin ve ocakçı Tommy Plater'ın cesetlerini en alt güverteden almaları için birkaç adam göndermeliyim."
Goodsir, "Aman Tanrım!" dedi. Fitzjames'e yakıt bölmesinin önünde gördüğü koldan
bahsetti. "Ben onu görmemiĢtim," dedi YüzbaĢı. "Lumbuzlara doğru gittim; ama aĢağıya
bakmadım."
Cerrah piĢmanlık dolu bir sesle "Ben bakmalıydım," dedi. "Bir direğe çarptım."
Fitzjames gülümsedi. "Fark ettim, doktor. Kendinizi de tedavi edin. Alnınızda derin
bir yarık ve Magnus Manson'ın yumruğu büyüklüğünde bir ĢiĢ var."
"Gerçekten mi?" Alnına dokundu ve yaranın üstündeki kurumuĢ kan parmağına
bulaĢtı. "Aynanın karĢısında onu dikerim ya da Lloyd bunu daha sonra halleder," dedi.
"Ben hazırım gidelim, Yüzba