Yalnız olmadıklarını anladıkları anda ortalığı keskin bir bakır kokusu kapladı.
Goodsir bu kokuya aĢinaydı. Taze et kokusu. YüzbaĢı, "Bu taraftan," dedi ve ilerlediler.
Kazan dairesine doğru.
Orada her zaman yanan balina yağı lambası sönmüĢtü. Kazanda kalan son kömür
parçalarının soluk tunıncu alevi, açık kapıdan dıĢarıya sızıyordu.
YüzbaĢı "Bay Gregory!" diye seslendi. Fitzjames'in bu ani sesleniĢi bile Goodsir'ü
korkutmaya yetmiĢti. "Bay Gregory?" ikinci kez bağırdı.
Cevap gelmedi. Durdukları yerden yalnızca kazan dairesinin giriĢini ve ortalığa
dağılmıĢ kömürü görebiliyorlardı. Havada kızarmıĢ et kokusu vardı. Goodsir bu kadar
korkmasına rağmen ağzının sulanmasını engelleyemedi.
Fitzjames, Des Voeux ve Goodsir'e "Burada kalın," dedi. ÇavuĢ elindeki feneri
dairesel hareketlerle ileri geri sallayarak karanlık koridonı aydınlatmaya çalıĢıyordu.
Goodsir ise hiçbir Ģey yapmadan öylece duruyor ve donmuĢ ellerini ovuĢtunıyordu. Et kokusu tamamen dağılmıĢtı ama Goodsir'ün ağzı sulanmaya devam ediyordu.
Fitzjames kazan dairesinin kapısına kadar ilerledi, Ģ