çantası yanında değildi. Arkasından Brown ve Dunn paldır küldür iniyorlardı ve en arkada
da Collins küfrederek onları takip ediyordu.
Alt güverte, orta güvertenin yalnızca iki metre aĢağısındaydi; ama bambaĢka bir
dünya gibi görünüyordu. Goodsir buraya neredeyse hiç inmemiĢti. Fitzjames ve ÇavuĢ
ellerinde fenerlerle merdiven baĢında duruyorlardı. Cerrah bir anda buradaki sıcaklığın
yemek yiyip uyudukları orta güverteden kırk derece daha düĢük olduğunu anladı.
Bugünlerde orta güverte dondurucu derecede soğuktu.
Gürültü bitmiĢti. Fitzjames, Collins'e susmasını emretti ve altı adam alt güverteye
açılan bölmenin önünde sessizce beklemeye baĢladılar. Goodsir hariç herkesin elinde
fener vardı; ama fener ıĢıkları sisli ve dondurucu havada ancak küçük bir alanı aydınlatabiliyordu. Nefesleri altın süslemeler gibi parıldıyordu. Orta güvertedeki ayak sesleri sanki
kilometrelerce öteden geliyordu.
Fitzjames, "Bu gece burada kim görevliydi?" diye sordu.
"Bay Gregory ve bir ocakçı," diye cevapladı Des Voeux. "Sanırım Cowie, ya da
Plater."
Collins aniden tıslar gibi "Marangoz Weeks ve yardımcısı Watson," dedi. "Sancak
tarafındaki yakıt bölmesinde çalıĢıyorlardı."
Altlarında bir Ģey kükredi. Çıkan ses, Goodsir un bugüne kadar duyduğu en yüksek
hayvan sesinden yüzlerce kat güçlüydü. Kaburgayı ve orta güverte bölmesini titretmiĢti.
Goodsir, iki güverte üstteki nöbetçilerin bile bu kükremeyi tıpkı buradalarmıĢ gibi net
duyduklarına emindi. Korkudan ödü kopacaktı.
Ses en alt güverteden geliyordu.
Fitzjames aceleyle, "Brown, Dunn, Colins," diye seslendi, "Yiyecek Odası'nı geçin
ve ön bölmenin güvenliğini sağlayın. Des Voeux, Goodsir, benimle gelin."
Fitzjames silahını beline soktu, feneri sağ eline aldı ve karanlık merdivenleri inmeye
baĢladı.
Goodsir altına iĢememek için kendini tutuyordu. Des Voeux korkusunu açığa
vurmaktan utanmıyor ve merdivenleri alelacele iniyordu, Goodsir ise çavuĢun ardında,
soğuktan değil ama korkudan taĢ kesilmiĢ bacaklarını hareket ettirmeye çalıĢıyordu.
Merdivenin dibindeki karanlık ve soğuk tüyler ürperticiydi; YüzbaĢı ve Des Voeux
fenerlerini mümkün olduğunca ileri uzatarak ortalığı aydınlatmaya çalıĢıyorlardı. Fitzjames
silahının horozunu kaldırmıĢtı, Des Voeux'nun elinde de sıradan bir bıçak vardı. Elleri titremiyordu. Ne hareket ediyor ne de nefes alıp veriyorlardı.
Sessizlik. Gürültü ve çığlılar kesilmiĢti.
Goodsir bağırmak istedi. Bu karanlık güvertede bir Ģeylerin varlığını
hissedebiliyordu. Dev gibi bir Ģeydi ve insan değildi. Fenerin cılız ıĢığından biraz ötede, üç
metre uzunluğunda bir Ģey olabilirdi.