Test Drive | Page 265

Irving altı kat elbisesinin içine daldırdı elini; kemerinin altına soktuğu denizci bıçağını arıyordu. Bıçağı kadına gösterdi, kendisini ders alan ve onaylanmayı bekleyen bir çocuk gibi hissetti. Kadın çok hafifçe baĢını salladı. Irving kokan, üzerinden kan damlayan et parçasını ağzına götürdü, tıpkı kadının yaptığı gibi bıçağının keskin tarafını ileri geri hareket ettirmeye baĢladı. Neredeyse burnunu kesecekti. Eğer bıçak yumuĢak fok etine saplanmıĢ olmasa tabii bu bir fok etiyse- alt dudağını parçalayacaktı. Kestiği et parçasından bir damla düĢtü ağzına. Bayan Sessizlik akan kana aldırmadı, baĢını hafifçe iki yana salladı ve Irving'e kendi bıçağını verdi. Irving, yeni bıçağın garip ağırlığını elinde hissederek tekrar denedi; et parçasından aĢağıya kan damlamasına rağmen eti kendinden emin bir biçimde kesmeye baĢladı. Bıçak eti çok güzel kesiyordu. Ġnanılmaz bir biçimde, kadının küçük, taĢ bıçağı kendi bıçağından birkaç kat daha keskindi. Kestiği et parçasını ağzına aldı. Eti çiğnerken, elinde geriye kalan et parçası ve bıçak, kadına baĢıyla bir hareket yaparak teĢekkürlerini belirtmek istedi. Etin tadı, bir nehrin kenarında on haftadır ölü yatan çürümüĢ bir sazan balığının tadından bile daha kötü gelmiĢti Irving'e. Irving kusmak istedi, ağzında yarım çiğnediği et parçasını yere tükürecek oldu ama bunun bu önemli diplomatik görevine zarar vereceğini düĢünerek son anda vazgeçti ve eti yuttu. Bir yandan kusma isteğini bastırmaya çalıĢırken diğer yandan gülümseyerek kadına teĢekkürlerini belirtmek istiyordu. Bir yandan da eline aldığı eldiveni mendil olarak kullanıyor, hafifçe kestiği ama hızla kan akan burnuna tutarken kadına belli etmeden yüzünü buruĢturuyordu. Irving, Eskimo kadının daha fazla yemesini iĢaret ettiğini görünce irkildi. Hâlâ gülümseyerek, bir parçayı daha kesti ve yuttu. Tanımadığım bir yaratığın burnundan çıkan sümükle ağzımı doldursam herhalde tam olarak böyle hissederdim diye düĢündü. BoĢ karnı inanılmaz bir biçimde, guruldadı, sıkıĢtı ve daha fazla yemek geldi içinden. Sanki fok etindeki bir Ģey uzun süre gizlice yokluğunu çektiği bir isteğini doyuruyordu. Aklı değil ama vücudu daha fazlasını istiyordu. Daha sonraki birkaç dakikada Irving küçük ayı postunun üzerinde oturup, fok balığı etini kesip, zevkle olmasa bile hızla yerken Bayan Sessizlik gemideki çörekleri Irving'in annesinin porselen kabındaki marmelata daldırıyor, bunları tıpkı bir gemicinin et yiyiĢi gibi büyük bir hızla ve iĢtahla midesine indiriyor, bu arada boğazının derinliklerinden hoĢuna gittiğini belirten sesler çıkarıyordu; Irving bunun kendisine evini hatırlattığını fark etti.