Irving altı kat elbisesinin içine daldırdı elini; kemerinin altına soktuğu denizci
bıçağını arıyordu. Bıçağı kadına gösterdi, kendisini ders alan ve onaylanmayı bekleyen bir
çocuk gibi hissetti.
Kadın çok hafifçe baĢını salladı.
Irving kokan, üzerinden kan damlayan et parçasını ağzına götürdü, tıpkı kadının
yaptığı gibi bıçağının keskin tarafını ileri geri hareket ettirmeye baĢladı.
Neredeyse burnunu kesecekti. Eğer bıçak yumuĢak fok etine saplanmıĢ olmasa tabii bu bir fok etiyse- alt dudağını parçalayacaktı. Kestiği et parçasından bir damla düĢtü
ağzına.
Bayan Sessizlik akan kana aldırmadı, baĢını hafifçe iki yana salladı ve Irving'e kendi
bıçağını verdi.
Irving, yeni bıçağın garip ağırlığını elinde hissederek tekrar denedi; et parçasından
aĢağıya kan damlamasına rağmen eti kendinden emin bir biçimde kesmeye baĢladı.
Bıçak eti çok güzel kesiyordu. Ġnanılmaz bir biçimde, kadının küçük, taĢ bıçağı kendi
bıçağından birkaç kat daha keskindi.
Kestiği et parçasını ağzına aldı. Eti çiğnerken, elinde geriye kalan et parçası ve
bıçak, kadına baĢıyla bir hareket yaparak teĢekkürlerini belirtmek istedi.
Etin tadı, bir nehrin kenarında on haftadır ölü yatan çürümüĢ bir sazan balığının
tadından bile daha kötü gelmiĢti Irving'e.
Irving kusmak istedi, ağzında yarım çiğnediği et parçasını yere tükürecek oldu ama
bunun bu önemli diplomatik görevine zarar vereceğini düĢünerek son anda vazgeçti ve eti
yuttu.
Bir yandan kusma isteğini bastırmaya çalıĢırken diğer yandan gülümseyerek kadına
teĢekkürlerini belirtmek istiyordu. Bir yandan da eline aldığı eldiveni mendil olarak
kullanıyor, hafifçe kestiği ama hızla kan akan burnuna tutarken kadına belli etmeden
yüzünü buruĢturuyordu. Irving, Eskimo kadının daha fazla yemesini iĢaret ettiğini görünce
irkildi.
Hâlâ gülümseyerek, bir parçayı daha kesti ve yuttu. Tanımadığım bir yaratığın
burnundan çıkan sümükle ağzımı doldursam herhalde tam olarak böyle hissederdim diye
düĢündü.
BoĢ karnı inanılmaz bir biçimde, guruldadı, sıkıĢtı ve daha fazla yemek geldi
içinden. Sanki fok etindeki bir Ģey uzun süre gizlice yokluğunu çektiği bir isteğini
doyuruyordu. Aklı değil ama vücudu daha fazlasını istiyordu.
Daha sonraki birkaç dakikada Irving küçük ayı postunun üzerinde oturup, fok balığı
etini kesip, zevkle olmasa bile hızla yerken Bayan Sessizlik gemideki çörekleri Irving'in
annesinin porselen kabındaki marmelata daldırıyor, bunları tıpkı bir gemicinin et yiyiĢi gibi
büyük bir hızla ve iĢtahla midesine indiriyor, bu arada boğazının derinliklerinden hoĢuna
gittiğini belirten sesler çıkarıyordu; Irving bunun kendisine evini hatırlattığını fark etti.