sıcaktı. Kat kat kirli elbiselerinin altında terlemeye baĢlamıĢtı. Bir metre ilerisinde duran
kadının kahverengi göğsündeki terleri de fark etti.
Yine gözlerini kaçıran Irving paltosunu çıkardı, ıĢığın ve sıcaklığın Bayan
Sessizlik'in gemiden çaldığını sandığı bir tenekeden geldiğini fark etti. Ama kadını
hırsızlıkla suçladığına piĢman oldu. Evet, bu teneke Terör gemisinden getirilmiĢti ama bu
teneke çöpleri atmak için gemiden otuz metre öteye kazdıkları büyük çukura attıkları
yüzlerce tenekeden biriydi. AteĢ tenekede yanıyordu ama tenekenin içinde bir tür yağ vardı
- kokusundan bunun balina yağı olmadığını anladı. Acaba fok yağı olabilir miydi? Bir hayvanın dalağı ya da sinirinden oluĢan bir et parçası tavandan tenekenin içine sarkıyor, içeri
yağ damlatıyordu. Irving, yağ oranı azaldıkça tenekenin içindeki bükülü fitilin yağ
seviyesinin çok üzerine çıktığını, alevlerin arttığını, böylece yağın iyice azaldığını ama
hemen ardından yukarıdan yağ damlamaya devam ettiğini fark etti. Bu dahice bir sistemdi.
Bu teneke, buzdan evdeki tek ilginç eĢya değildi. Lambanın üstünde ve bir tarafında
anlaĢılan fok balıklarına ait dört kaburga kemiğinden oluĢan hoĢ bir çerçeve duruyordu.
Bayan Sessizlik nasıl olup da fokları bulup avlıyor diye merak etti Irving. Bu çerçeve bir
çıkıntıya diklemesine konmuĢ, bir dizi hayvan siniriyle sarılmıĢtı. Kemikten çerçeveden,
dört bir yanına delik açılmıĢ -muhtemelen Terör'ün çöplüğünden alınmıĢ- kare Ģeklindeki
bir Goldner konservesi sarkıyordu. Irving fok balığı yağıyla yanan ateĢin hemen üzerinde
bulunan bu konservenin çok iyi bir ocak ya da termos görevi gördüğünü hemen anladı.
Bayan Sessizlik'in göğüsleri hâlâ açıktı. Nefes almasıyla beraber beyaz ayı muskası
yukarı aĢağı yükselip iniyordu. BakıĢları Irving'e odaklanmıĢtı.
Teğmen Irving boğazını temizledi.
"Ġyi akĢamlar, Bayan... ah... Sessizlik. Bu Ģekilde içeri girdiğim için özür dilerim...
davet edilmedim." Durdu. Bu kadın gözünü hiç kırpmaz mıydı?
"YüzbaĢı Crozier selamlarını iletiyor. Size bakıp... Ģey... neler yaptığınıza bakmamı
istedi."
Irving kendini daha önce hiç bu kadar aptal hissetmemiĢti. Aylarca gemide
kalmasına rağmen kadının tek kelime Ġngilizce bilmediğine emindi. Irving, kadının içeri
girerken oluĢan hava akımı nedeniyle sertleĢen göğüs uçlarını fark etti elinde olmadan.
Alnındaki teri sildi. Ġki kat eldivenini çıkardı, bunu yaparken evin sahibi olan
kadından izin istercesine hafifçe baĢını eğdi. Sonra yine alnını sildi. Kardan yapılma ve
içinde sadece bir ateĢ yanan bir evin bu kadar sıcak olduğuna inanamadı.
"YüzbaĢı istiyor ki..," diye baĢladı ve sustu. "Ah, lanet olsun." Irving deri çantasına
uzandı, eski bir mendile sarılı çörekleri ve en iyi Doğu ipeğinden yapılma mendiline sardığı
marmelat tatlısını çıkardı.
Hâlâ hafifçe titreyen elleriyle bu iki bohçayı kadına uzattı. Kadın bohçaları almak için
bir harekette bulunmadı. "Lütfen," dedi Irving.
Bayan Sessizlik iki kere göz kırptı, bıçağı elbisesinin içine soktu, küçük bohçaları
aldı, uzandığı platformun üzerine koydu. Yana eğildiğinde sağ göğsünün ucu neredeyse
ipek Çin mendiline değecekti.