Test Drive | Page 261

Deri sırt çantasına, Bayan Sessizlik'i bulduğu takdirde onun hoĢuna gidebilecek birkaç Ģey koymuĢtu; böylece onunla iletiĢim kurmanın bir yolunu bulacağını düĢünüyordu. AkĢam yemeklerinde yedikleri çöreklerden çok daha taze çörekler vardı elinde. Bunları bir mendile sarmıĢtı. Irving ayrıca, doğu ipeğinden bir mendil de getirmiĢti yanında; bunu ayrılmadan önce Londra'daki zengin sevgililerinden biri vermiĢti ona. En büyük sürprizi de bu güzel mendile sarmıĢtı: kayısı marmeladından küçük bir tatlı. Cerrah Goodsir bu tatlıyı iskorbütle mücadele etmek için saklıyor ve tayfalara veriyordu ama Teğmen Irving Eskimo kadının Bay Diggle'ın dağıttığı yemekler arasında en çok bunu sevdiğini fark etmiĢti. Irving, çöreğin üzerine marmeladı sürerken kadının siyah gözlerinin parladığını görmüĢtü. Geçen ay en az on iki kere marmeladını yememiĢ, bunu annesinden kalan bir porselen kapta biriktirmiĢti. Irving geminin yan tarafından dolaĢmıĢ, gemiden iki yüz metre uzaklıkta bir orman gibi yükselen buz bacaları ve küçük buz-dağlarından oluĢan karmaĢaya ulaĢmak için buz düzlüğü geçmiĢti. Böyle yaparak kendini tehlikeye attığını biliyordu ama yaratık son beĢ haftadır ortaya çıkmamıĢ, kimse onu görmemiĢti. Karnaval gecesinden beri hiçbir denizci hayatını kaybetmemiĢti. Ama diye düĢündü Irving, kimse benim gibi elinde bir fener bile olmadan bu buz bacası ormanına dalmamıĢtı. TaĢıdığı tek silah olan tabancanın cebinin derinliklerinde olduğunu biliyordu. Karanlıkta, eksi 45 derece sıcaklıkta buz bacaları arasında kırk dakika dolaĢtıktan sonra arama iĢini baĢka bir güne, en iyisi güneĢin güneyde birkaç dakikalığına bile olsa görüleceği birkaç hafta sonraya ertelemeyi düĢünmeye baĢlamıĢtı. Sonra ıĢığı gördü. Bu rahatsız edici bir görüntüydü - pek çok buz bacasının arasında kalan bir buz çukurundaki kar yığını içeriden parlıyor gibiydi. Sanki içeriden yükselen bir peri ıĢığıydı bu. Ya da bir cadının ıĢığı. Irving yaklaĢtı, her bir gölgede duruyor, bunun buzdaki dar bir yarık olmadığından emin oluyordu. Rüzgâr buz bacalarının ve yükselen buz yığınlarının üzerinde hafifçe ıslık çalıyordu. Yıldızlardan gelen menekĢe rengi ıĢık her yerde dans ediyordu. Rüzgâr ya da Bayan Sessizlik tarafından oluĢturulmuĢ kar yığını içinden geçen titrek, sarı ıĢığı gösterecek biçimde saydam, ince bir kubbe oluĢturmuĢtu. Irving aslında karla kaplı gezici buz tabakalarının baskısıyla oluĢmuĢ bir basıklık olan buz çukuruna indi, çukurun bir ucundaki kar yığının kenarına yapılmıĢ, bir ev denmeyecek kadar küçük siyah deliğe yaklaĢtı. GiriĢ -tabii buna giriĢ denebilirse- Irving'in kat kat elbiselerle kaplı omzunun güçlükle geçebileceği geniĢlikteydi. Ġçeri girmeden önce silahını çıkarıp ateĢe hazır halde bekletip bekletmemekte tereddüt etti. Bu pek de arkadaĢça bir selamlama biçimi olmaz diye düĢündü.