Test Drive | Page 26

beyaz, soyulmuĢ bir patatesi hatırlatıyor. ManĢon, YüzbaĢı'nın fener ıĢığı düĢen yüzüne bakamıyor. "Neler oluyor, ManĢon?" Crozier'ın sesi tıpkı nöbetçilere ve teğmenlere bağırdığı zamanlarda olduğu gibi gür çıkıyor. Keskin, sakin, kendinden emin ve kamçı etkisi yaratan bir ses tonuyla, her hecenin üstüne basarak söylüyor bunları. "Hayaletler var YüzbaĢım." Böyle devasa bir adama göre oldukça yumuĢak, çocukça bir ses tonu. Terör ve Erebus gemileri Temmuz 1845'te Grönland'ın batı kıyısında bulunan Disco Körfezi'ne demirlediklerinde Kaptan Sör John Franklin iki denizcinin görevine son vermeye karar vermiĢti. Terör gemisinden bir deniz eri ve bir yelkenci. Crozier deniz erleri John Brown ve Aitken'in de görevlerine son verilmesini istemiĢti hastaydılar ve daha baĢından itibaren iĢe alınmamaları gerekiyordu. Ama o zamandan beri ara sıra keĢke bu dört kiĢiyle beraber Manson'u da gönderseydim diye düĢünür olm uĢtu. Bu iri adamı bir geri zekâlıdan ayırmak hiç de kolay olmuyordu. "Terör'de hayalet falan olmadığını biliyorsun ManĢon." "Evet, YüzbaĢım." "Bana bak." ManĢon yüzünü kaldırıyor ama Crozier'ın gözlerine bakmıyor. YüzbaĢı böylesine büyük beyaz bir yüzde böyle solgun, küçük gözler görünce ĢaĢırıyor. "Bay Thompson kazan dairesine kömür taĢıman için emir vermiĢ. Buna uymadığın doğru mu Denizci ManĢon?" "Hayır, YüzbaĢım. Evet, YüzbaĢım." "Böyle bir gemide emre itaatsizlik etmenin sonuçlarını biliyor musun?" Crozier otuz yaĢında bir adamla konuĢtuğu halde kendisini bir çocukla konuĢuyormuĢ gibi hissediyor. Ġri denizcinin yüzü, yanıtını bildiği bir soruya muhatap olduğu için aydınlanıyor. "Ah, biliyorum YüzbaĢım. Kırbaçlanırım. Yirmi kırbaç. Eğer itaatsizlikte ısrar edersem bu sefer yüz kamçı yerim. Bay Thompson'dan daha büyük rütbeli bir subayın emrine uymazsam, asılırım." "Bu doğru," diyor Crozier. "Ama emirlere uymayanlara gemi kaptanının uygun gördüğü cezayı verebileceğini de biliyor musun?" ManĢon Crozier'a bakıyor, solgun gözlerinden kafası karıĢtığı anlaĢılıyor. Crozier'ın sorusunu anlamıyor. "Seni istediğim gibi cezalandırabileceğimi söylüyorum Denizci ManĢon," diyor YüzbaĢı. Manson'un yumrulu yüzüne bir rahatlama ifadesi geliyor. "Ah, evet, haklısınız YüzbaĢım." "Yirmi kırbaç yerine," diye ekledi Francis Crozier, "seni Ölüler Odası'na yirmi dört saatliğine tıkabilirim. Hem de karanlıkta kalırsın."