beyaz, soyulmuĢ bir patatesi hatırlatıyor. ManĢon, YüzbaĢı'nın fener ıĢığı düĢen yüzüne
bakamıyor.
"Neler oluyor, ManĢon?" Crozier'ın sesi tıpkı nöbetçilere ve teğmenlere bağırdığı
zamanlarda olduğu gibi gür çıkıyor. Keskin, sakin, kendinden emin ve kamçı etkisi yaratan
bir ses tonuyla, her hecenin üstüne basarak söylüyor bunları.
"Hayaletler var YüzbaĢım." Böyle devasa bir adama göre oldukça yumuĢak,
çocukça bir ses tonu. Terör ve Erebus gemileri Temmuz 1845'te Grönland'ın batı kıyısında
bulunan Disco Körfezi'ne demirlediklerinde Kaptan Sör John Franklin iki denizcinin
görevine son vermeye karar vermiĢti. Terör gemisinden bir deniz eri ve bir yelkenci.
Crozier deniz erleri John Brown ve Aitken'in de görevlerine son verilmesini istemiĢti hastaydılar ve daha baĢından itibaren iĢe alınmamaları gerekiyordu. Ama o zamandan beri
ara sıra keĢke bu dört kiĢiyle beraber Manson'u da gönderseydim diye düĢünür olm uĢtu.
Bu iri adamı bir geri zekâlıdan ayırmak hiç de kolay olmuyordu.
"Terör'de hayalet falan olmadığını biliyorsun ManĢon."
"Evet, YüzbaĢım."
"Bana bak."
ManĢon yüzünü kaldırıyor ama Crozier'ın gözlerine bakmıyor. YüzbaĢı böylesine
büyük beyaz bir yüzde böyle solgun, küçük gözler görünce ĢaĢırıyor.
"Bay Thompson kazan dairesine kömür taĢıman için emir vermiĢ. Buna uymadığın
doğru mu Denizci ManĢon?"
"Hayır, YüzbaĢım. Evet, YüzbaĢım."
"Böyle bir gemide emre itaatsizlik etmenin sonuçlarını biliyor musun?" Crozier otuz
yaĢında bir adamla konuĢtuğu halde kendisini bir çocukla konuĢuyormuĢ gibi hissediyor.
Ġri denizcinin yüzü, yanıtını bildiği bir soruya muhatap olduğu için aydınlanıyor. "Ah,
biliyorum YüzbaĢım. Kırbaçlanırım. Yirmi kırbaç. Eğer itaatsizlikte ısrar edersem bu sefer
yüz kamçı yerim. Bay Thompson'dan daha büyük rütbeli bir subayın emrine uymazsam,
asılırım."
"Bu doğru," diyor Crozier. "Ama emirlere uymayanlara gemi kaptanının uygun
gördüğü cezayı verebileceğini de biliyor musun?"
ManĢon Crozier'a bakıyor, solgun gözlerinden kafası karıĢtığı anlaĢılıyor. Crozier'ın
sorusunu anlamıyor.
"Seni istediğim gibi cezalandırabileceğimi söylüyorum Denizci ManĢon," diyor
YüzbaĢı.
Manson'un yumrulu yüzüne bir rahatlama ifadesi geliyor. "Ah, evet, haklısınız
YüzbaĢım."
"Yirmi kırbaç yerine," diye ekledi Francis Crozier, "seni Ölüler Odası'na yirmi dört
saatliğine tıkabilirim. Hem de karanlıkta kalırsın."