en uç köĢesinde bulunan, havasız, güneĢ girmez, pis kokulu halat odalarına kapatılıyordu.
Onu kaçıran Ģanslı denizci en üst güverteden kolayca aĢağı inebiliyordu. Ama Sessizlik'in
ortaya çıktığı son haziran ayında bile Terör'ün halat odasında sıcaklık sıfırın altındaydı.
Hayır, kadını diğer tayfalarla aynı yerde yatırmak düĢünülemezdi bile.
Ya subay kamaraları? Belki. Bazı subaylar parçalanarak öldürüldüğü için birkaç boĢ
kamara vardı. Ama sonra gerek Crozier, gerekse Teğmen Little birkaç ince bölmeyle
ayrılan bir kamarada kolaylıkla açılan kapıların arkasında bir kadının bulunmasını sağlıklı
bulmadılar.
O halde ne olacaktı? Ona bir yer bulup baĢına yirmi dört saat nöbetçi dikecek halleri
yoktu.
Sonra Edward Little'ın aklına bir fikir geldi: Geminin ucunda, revirin olduğu yerde
bulunan erzak ve sandıkların yeri değiĢtirilerek kadına uyuyabileceği küçük bir yer
açılabilirdi. Geceleyin uyumayan tek kiĢi iĢ aĢkıyla çörek ve yemekleri piĢiren Bay
Diggle'dı. Bay Diggle'ın kadınlara baktığı yıllar artık çok geride kalmıĢtı. Ayrıca, diye
düĢündü Teğmen Little ve YüzbaĢı Crozier, ocağın yakınında olması misafirlerini sıcak
tutardı.
Karar verilmiĢti. Ama Bayan Sessizlik sıcaktan bunalıyor, kendine ayrılan yerde,
mecburen kürklerinin üzerinde çıplak yatıyordu. YüzbaĢı bunu tesadüfen fark etti ve
gördüğü görüntüyü bir daha unutamadı.
ġimdi Crozier feneri kulpundan tutuyor, ambar kapağını kaldırıyor ve ocakta eriyen
buzlar gibi erimemek için bir an önce merdivenlerden en alt güverteye iniyor.
En alt güverteye soğuk demek Crozier'ın ilk kutup seferine çıktığı zamanlarda
yaptığı gibi buradaki soğuğu küçümsemek olurdu. Bir alt güverteye inince ısı altmıĢ derece
düĢüyor. Burası neredeyse zifiri karanlık.
Crozier, her yüzbaĢının yaptığı gibi bir süre etrafına bakmıyor. Fenerinden gelen
ıĢık cılız, kendi nefesinden çıkan dumanı ancak aydınlatıyor. Etrafında sandık, büyük fıçı,
konserve kutuları ve kömürle dolu çuval, üzeri yelken beziyle örtülü erzaklar var. Crozier
elinde feneri olmasa bile karanlık ve fare sesleri dıĢında hiçbir Ģey iĢitilmeyen bu
güvertede yolunu bulabilirdi; geminin her santimini ezbere biliyor. Francis Rawdon Moira
Crozier bazen, geceleri inleyen buzun sesini dinlerken Kraliyet gemisi Terör'ün onun karısı,
annesi, sevgilisi ve fahiĢesi olduğunu düĢünüyor. Hiçbir kadını bu tahta, demir, üstüpü,
moloz, yelken ve pirinçten oluĢan kadını tanıdığı kadar iyi tanımıyor. Bu onun yapabileceği
tek gerçek evlilik. Nasıl oldu da Sophia ile gerçekten evlenebileceğini düĢünmüĢtü?
Crozier diğer zamanlarda, hatta buzun inlemeleri adeta bir çığlığa dönüĢtüğünde
bile, bu geminin kendi bedeni ve ruhuna dönüĢtüğünü düĢünüyor. Onun dıĢında - geminin
dıĢ yüzeyi ve güvertelerin ötesinde sadece ölüm var. Sonsuz soğuk. Burada, etrafı buzla
çevriliyken bile yavaĢ da olsa kalpler atıyor, bir sıcaklık, bir konuĢma, hareket ve akıl var.
Ama Crozier geminin derinliklerine doğru ilerlediğinde kendi bedeni ve zihninde
fazla derinlere inmiĢçesine rahatsız oluyor. Orada karĢılaĢılan Ģeyler pek de hoĢ
olmayabilir. Alt güverteyi göbek sayabiliriz. Yemek ve erzak burada depolanmıĢ. Her biri