Test Drive | Page 226

Tayfalar bıçaklarını siyah duvarları yırtmak için kullandılar. Dağılan ve savrulan yelken bezleri hemen meĢalelerdeki alevle birleĢti. Alevler gökyüzüne doğru yükseldi ve hemen buza dikilmiĢ direğe ulaĢtı. Beyaz biçim menekĢe rengi odaya yöneldi. Oradaki tayfalar çığlık atıyor, dağılıyor, küfür ediyor, bazıları odalardaki açık yerlere uzun bir yolu aĢarak ulaĢmaktansa, doğrudan duvar iĢlevi gören yelkenleri yırtarak dıĢarı çıkmaya çalıĢıyordu. Crozier yaratığı takip etmeye çalıĢırken önüne çıkan tayfaları itiyordu. Siyah odanın iki duvarı da tutuĢmuĢtu. Tayfalar daha fazla çığlık atmaya baĢladılar; adamlardan bir tanesi Crozier'ın yanından geçti; garip kostümü, Galler peruğu ve saçları tutuĢmuĢ, mavi ipekten flamalar gibi arkasından geliyordu. Crozier kendisini önünü kesen kalabalıktan kurtardığında menekĢe rengi oda da yanmaya baĢlamıĢ, buzdan gelen yaratık beyaz odaya girmiĢti. YüzbaĢı bu beyaz yaratığın önünden kollarını sallayarak ve elbiselerini çıkarmaya çalıĢarak kaçan tayfaların bağrıĢlarını duyabiliyordu. Güzel bir biçimde halatlar geçirilmiĢ direk, buzdağına ulaĢan halatlar tutuĢmuĢtu ve siyah gökyüzü üzerine yazılmıĢ bir tür yazıya benziyorlardı. Buzun binlerce yüzü dans eden alevleri bin bir biçimde yansıtıyordu. Direkler yanan siyah odadan çıkan kaburgalar gibi açıktaydı. MenekĢe rengi oda ve Ģimdi de beyaz oda yanıyordu. Yıllarca kutuplarda kum halde depolanmıĢ bu malzemeler hemen alev alıyordu. Crozier dununa hâkim olma umudunu yitirdi ve diğerleriyle beraber kaçmaya baĢladı. Bu yanan labirentten çıkmalıydı. Beyaz oda iyice yanmaya baĢlamıĢtı. Alevler beyaz duvarlar boyunca yükseliyor, buzdaki halıları tutuĢturuyor, üzerleri örtülü masalara, fıçılara, sandıklara, Bay Diggle'ın ocağına sıçrıyordu. Birisi kaçarken müzik aletine çarpıp onu yere düĢürmüĢtü; Ģimdi meĢe ve bronzdan yapılma alet özenle oyulmuĢ kıvrımlarında alevleri yansıtıyordu. YüzbaĢı Crozier beyaz odada Fitzjames'in ayakta durduğunu gördü. Üzerinde kostüm olmayan ve kaçmayan tek figür oydu. Crozier hareketsiz duran adamı yakasından çekti. "Gel James! Gitmek zorundayız." Erebus'un komutanı üstüne, sanki daha önce hiç tanıĢmamıĢlar gibi baktı. Fitzjames'in y