Test Drive | Page 215

Parlak renkli elbiseler giymiĢ garip figürler etrafında hoplaya zıplaya dolaĢıyordu. Arkalarında renkli bezden yapılma kuyrukları sarkan dilenciler, kapkara kuyruklu ve oynayan siyah Ģapkalarıyla baca temizleyicileri, uzun gagalı egzotik kuĢlar, kırmızı örtüleriyle ve siyah buzda kayan Pers terlikleriyle Arap Ģeyhleri, tek boynuzlu bir atın üzerine binmiĢ mavi maskeli korsanlar, hüzünle ilerleyen bir Yunan müzik korosu, Napolyon'un generalleri geziyordu etrafta. Kalın, yeĢil bir elbise giymiĢ birisi buzda kaymadan Crozier'ın yanına geldi ve tiz bir sesle "elbise sandığı solunuzda YüzbaĢı, istediğinizi giyebilirsiniz," dedi. Sonra bunu söyleyen yaratık, garip kıyafetler giymiĢ diğer adamların arasında kayboldu. Crozier renkli odalar boyunca yürümeye devam etti. Sola doğru keskin bir dönüĢ yapınca, mavi odanın ötesinde uzun, mor bir oda çıktı karĢısına. Crozier odanın boĢ olmadığını gördü. Bu karnavalı düzenleyenler her bir odanın içine halılar, duvar halıları, masalar ya da sandıklar yerleĢtirmiĢler. Her bir mobilya odanın rengine boyanmıĢtı. Mor odanın ilerisinde, sola doğru keskin bir dönüĢ yaptıktan sonra uzun, yeĢil bir oda gördü; bu oda diğerine göre öyle garip bir açıdaydı ki Crozier odanın tam yerini anlamak için yönünü yıldızlara bakarak tayin etmek zorunda kalmıĢtı. Eğlence düĢkünlerinin çoğu bu uzun odadaydı: BaĢka egzotik kuĢlar, uzun bir at suratına sahip bir prenses ve son derece garip bir biçimlerde birleĢmiĢ ve dev böceklere benzeyen yaratıklarla doluydu içerisi. Francis Crozier bu kıyafetlerin hiçbirini hatırlamadı ama Fitzjames, Franklin'in tam da Fury ve Hecla gemilerinde yaptıkları karnavalda kullandıkları bu elbiseleri kasten getirdiğini iddia ediyordu. Dördüncü oda turuncuya boyanmıĢtı. Açık turuncuya boyanmıĢ yelken bezlerine meĢalenin ıĢığı vuruyordu. Halıya benzeyen, turuncuya boyanmıĢ daha fazla yelken bezi buzun üzerine serilmiĢti; ortadaki boĢluktaki turuncu örtülü masaya kâğıttan, büyük bir içki bardağı konmuĢtu. Çılgınca kostümler giymiĢ en az otuz kiĢi bu büyük bardağın etrafında toplanmıĢtı, bazılarını Ģaka olsun diye gagalarını bardağın içine sokuyorlardı. Crozier büyük bir ĢaĢkınlıkla beĢinci odadan yüksek sesle müzik geldiğini fark etti. Sağa döndü, beyaz bir odaya girdi. Buradaki beyaz yelken bezinden duvar boyunca masa örtüsü ile örtülü masalar ve sandalyeler konmuĢtu. Arka tarafta, garip kıyafetli biri Terör'ün büyük odasındaki neredeyse unutulmuĢ mekanik müzik aletinin kolunu çeviriyordu. Alette dönen metal plaklardan yüksek sesle müzik geliyordu. Nedense alet buzda daha fazla ses çıkarıyordu sanki. Altıncı odanın içinden birkaç tayfa çıktı ve Crozier müzik aletinin yanından geçti, sola doğru keskin bir dönüĢ yaptıktan sonra kırmızı bir odaya girdi. YüzbaĢı karın üzerine yerleĢtirilmiĢ direğe bağlı duran örümcek ağına benzer halatları ve bu halatların diğer ucunun buzdağına bağlı olduğunu görünce içinden bunu yapanları takdir etti bir denizci olarak. Erebus ve Terör'de aylarca kullanılmadan duran, direklerle beraber yerlerinden edilmiĢ, depolarda buz tutmuĢ halatlar bile yeniden bir iĢe yaradıkları iç"in canlanmıĢ gibiydi. Bu menekĢe rengi odada fazla tayfa yoktu ve ıĢık garip