BaĢka bağırıĢlar da duyuldu. Bir tüfek patladı.
"Magnus, hayırt" diye bağırdı Cornelius Hickey. ArkadaĢı bütün o bağırıĢ çağırıĢa
rağmen Teğmenin boynunu kıracaktı.
ManĢon karanlığa doğru geri çekildi. Batıdan gelen bağırıĢlara doğru üç adım atan
Irving'in kafası karıĢmıĢtı. Terör'ün bulunduğu yönde bulunan yoldan üç adam koĢarak
geliyordu. Bunların birisi Hedges'di. ġiĢman deniz piyadesi koĢarken hırıldıyor, tüfeğini
ĢiĢman göbeğinin üzerinde taĢıyordu.
"Gelin!" dedi Irving ve bağrıĢmaların geldiği yöne doğru ilerledi. Teğmenin yanında
silahı yoktu ama feneri eline almıĢtı. Denizden, buz bacalarının arasından çıkan altı kiĢi,
yıldızların aydınlattığı, herkesin toplandığı yere doğru koĢmaya baĢladı. Hickey Sinclair ve
Bates'i, Erebus'tan gelen tayfalardan da meslektaĢı Francis Dunn'ı tanıdı. Patlamanın Sör
John'un öldürüldüğü ayı tuzağında bulunan ve karmaĢa sırasında arkadaĢı tarafından
omzundan vurulan Er Bili Pilkington'ın silahından çıktığını anladı. ġimdi Pilkington silahını
yeniden doldurmuĢ, kardan çitin yıkılan kesimindeki karanlığın ötesine niĢan alıyordu.
"Ne oldu," diye sordu Irving tayfalara.
Yanıtı Bates verdi. O, Sinclair, Dunn ve Erebus'tan Abraham Seeley, Josephus
Greater'la beraber Erebus'tan ÇavuĢ Robert Örme Sergeant'ın emrinde çalıĢıyorlardı.
Fenerlerin ve meĢalelerin ıĢığının hemen ötesindeki büyük buz bloklarından biri aniden
canlanmıĢtı.
"Bay Sergeant'ı üç metre havaya fırlattı." dedi Bates titreyen sesiyle.
"Tanrı Ģahidimdir ki ben de gördüm," dedi kalafatçı yardımcısı Francis Dunn. "Bir an
bizimle beraberdi, sonra aniden havaya uçtu. Sadece botlarının tabanını gördük. Bir de
sesi duyduk... Çatırtıyı..." Dunn daha fazla konuĢamadı, nefes nefese kalmıĢtı ve solgun
yüzü donmuĢ buz kristalleri arasından güçlükle görünüyordu.
"Bay Sergeant'ı gördüğümde meĢalelerin bulunduğu yere geliyordum, birden... yok
oldu," dedi Er Pilkington, titreyen kollarıyla tüfeğini biraz aĢağı indirirken. "Yaratık buz
bacalarının oradayken ona bir el ateĢ ettim. Sanırım onu vurdum."
"Robert Sergeant'ı da vurabilirdin," dedi Cornelius Hickey. "Belki de sen ateĢ
ettiğinde o hâlâ yaĢıyordu."
Pilkington Terör'ün kalafatçı yardımcısına zehir gibi baktı.
"Bay Sergeant hayatta değildi," dedi Dunn, deniz piyadesiyle Hickey'in birbirlerine
düĢmanca baktıklarını fark etmeden. "Bir çığlık attı ve yaratık adamın kafatasını ceviz gibi
kırdı. Bunu gördüm. Ve duydum."
Sonra baĢkaları da koĢarak geleli. Gelenler arasında YüzbaĢı Crozier ve ağır palto
ve kat kat elbiseleri altında bile solgun ve bitkin görünen YüzbaĢı Fitzjames de vardı.
Dunn, Bates ve diğerleri gördüklerini anlatmak için onlara doğru koĢtular.
OnbaĢı Hedges ve karanlığa doğru koĢan iki deniz piyadesi Bay Sergeant'tan iz
olmadığını, sadece en büyük buzdağının bulunduğu yerdeki buzlar üzerinde kalın kan
izleri ve yırtık elbiseler gördüklerini söylediler.