hayaleti hemen yukarı çıkar. Bu kadar basınç sırtı ve buzdağı arasından yolunu bulamaz.
Hayaletler zeki değildirler, Magnus. Bana güven, sevgilim."
Dev adamın yüzü aydınlandı. Hickey Irving'in geliĢini meĢalenin ıĢığından
görebiliyordu. Rüzgâr çıkmıĢ, meĢalelerin alevleri çılgınca dans etmeye baĢlamıĢtı. Rüzgâr
olması daha iyi, diye düĢündü Hickey. Magnus ya da Irving'den bir ses çıkarsa kimse
duymaz.
"Cornelius," diye fısıldadı ManĢon. Yine endiĢelenmiĢti. "Ben burada ölürsem benim
hayaletim de mi gemiyi bulamayacak? Bu soğukta senden uzakta kalmak istemem."
Kalafatçı yardımcısı dev adamın duvar gibi, atkılı sırtına vurdu hafifçe. "Burada
ölmeyeceksin, sevgilim. Sana bir Hıristiyan olarak söz veriyorum. ġimdi sessiz ol ve
hazırlan. Kepimi çıkarıp baĢımı kaĢıdığımda Irving'in arkadan yakala ve sana gösterdiğim
yere sürükle. Unutma, arkanda ayak izi üstünde kan izi olmayacak."
"Unutmam, Cornelius."
"Akıllı sevgilini benim."
Teğmen karanlıkta iyice yaklaĢtı, tepeciğin yakınındaki fenerin loĢ ıĢığına geldi.
"Tepeciği bitiriyor musun, Bay Hickey?"
"Evet, komutanım. ġu son blokları da koydum mu, Londra'da-ki sokak lambaları
kadar sağlam olur."
Irving baĢıyla onayladı. Hickey ona en tatlı sesiyle hitap ediyor olsa da Irving'in bu
iki denizciyle yalnız kalmaktan hoĢlanmadığı anlaĢılıyordu. Canın cehenneme diye içinden
geçirdi kalafatçı yardımcısı eksik diĢleriyle gülümsemeye devam ederken. Seni san saçlı,
elma yanaklı piç. Burada böyle züppe züppe gezemeyeceksin artık. BeĢ dakika sonra en
alt güvertedeki et yığınının içinde olacaksın. Ne yazık ki bugünlerde fareler o kadar aç ki
teğmenleri bile yiyorlar. Ama bu konuda yapabileceğim bir Ģey yok.
"Çok güzel," dedi Irving. "Sen ve ManĢon iĢinizi bitirdikten sonra Bay Sinclair ve Bay
Bates'e yardıma gidin. Ben gidip OnbaĢı Hedges'i alacağım."
"Emredersiniz, komutanım," dedi Hickey. Magnus'a baktı. Irving meĢalelerin ve
fenerlerin ıĢığına gelmeden onu durdurmaları gerekiyordu. Hedges ya da bir baĢka deniz
piyadesinin oraya gelmesi iyi olmazdı.
Irving doğuya doğru yürüdü ve fenerin ıĢığının vurduğu son noktada durdu.
Hickey'in tümseği tamamlayıp tamamlamadığına bakıyordu anlaĢılan. Kalafatçı yardımcısı
son buz parçasını almak üzere eğildiğinde Magnus'a iĢaret etti. ArkadaĢı Teğmen'in
arkasına geçmiĢti.
Aniden batıdan, karanlığın içinden bağırıĢlar geldi. Bir adam çığlık attı. BaĢka
kiĢilerden de bağırıĢlar geldi.
Magnusün kocaman elleri teğmenin ensesinin hemen arkasında havaya kalkmıĢtı.
Dev adam daha iyi kavramak için eldivenlerini çıkarmıĢtı, eldivenin altındaki daha ince
eldivenlerin siyahlığı fenerin ıĢığında Irving'in solgun yüzüyle bir zıtlık oluĢturuyordu.