Test Drive | Page 206

hayaleti hemen yukarı çıkar. Bu kadar basınç sırtı ve buzdağı arasından yolunu bulamaz. Hayaletler zeki değildirler, Magnus. Bana güven, sevgilim." Dev adamın yüzü aydınlandı. Hickey Irving'in geliĢini meĢalenin ıĢığından görebiliyordu. Rüzgâr çıkmıĢ, meĢalelerin alevleri çılgınca dans etmeye baĢlamıĢtı. Rüzgâr olması daha iyi, diye düĢündü Hickey. Magnus ya da Irving'den bir ses çıkarsa kimse duymaz. "Cornelius," diye fısıldadı ManĢon. Yine endiĢelenmiĢti. "Ben burada ölürsem benim hayaletim de mi gemiyi bulamayacak? Bu soğukta senden uzakta kalmak istemem." Kalafatçı yardımcısı dev adamın duvar gibi, atkılı sırtına vurdu hafifçe. "Burada ölmeyeceksin, sevgilim. Sana bir Hıristiyan olarak söz veriyorum. ġimdi sessiz ol ve hazırlan. Kepimi çıkarıp baĢımı kaĢıdığımda Irving'in arkadan yakala ve sana gösterdiğim yere sürükle. Unutma, arkanda ayak izi üstünde kan izi olmayacak." "Unutmam, Cornelius." "Akıllı sevgilini benim." Teğmen karanlıkta iyice yaklaĢtı, tepeciğin yakınındaki fenerin loĢ ıĢığına geldi. "Tepeciği bitiriyor musun, Bay Hickey?" "Evet, komutanım. ġu son blokları da koydum mu, Londra'da-ki sokak lambaları kadar sağlam olur." Irving baĢıyla onayladı. Hickey ona en tatlı sesiyle hitap ediyor olsa da Irving'in bu iki denizciyle yalnız kalmaktan hoĢlanmadığı anlaĢılıyordu. Canın cehenneme diye içinden geçirdi kalafatçı yardımcısı eksik diĢleriyle gülümsemeye devam ederken. Seni san saçlı, elma yanaklı piç. Burada böyle züppe züppe gezemeyeceksin artık. BeĢ dakika sonra en alt güvertedeki et yığınının içinde olacaksın. Ne yazık ki bugünlerde fareler o kadar aç ki teğmenleri bile yiyorlar. Ama bu konuda yapabileceğim bir Ģey yok. "Çok güzel," dedi Irving. "Sen ve ManĢon iĢinizi bitirdikten sonra Bay Sinclair ve Bay Bates'e yardıma gidin. Ben gidip OnbaĢı Hedges'i alacağım." "Emredersiniz, komutanım," dedi Hickey. Magnus'a baktı. Irving meĢalelerin ve fenerlerin ıĢığına gelmeden onu durdurmaları gerekiyordu. Hedges ya da bir baĢka deniz piyadesinin oraya gelmesi iyi olmazdı. Irving doğuya doğru yürüdü ve fenerin ıĢığının vurduğu son noktada durdu. Hickey'in tümseği tamamlayıp tamamlamadığına bakıyordu anlaĢılan. Kalafatçı yardımcısı son buz parçasını almak üzere eğildiğinde Magnus'a iĢaret etti. ArkadaĢı Teğmen'in arkasına geçmiĢti. Aniden batıdan, karanlığın içinden bağırıĢlar geldi. Bir adam çığlık attı. BaĢka kiĢilerden de bağırıĢlar geldi. Magnusün kocaman elleri teğmenin ensesinin hemen arkasında havaya kalkmıĢtı. Dev adam daha iyi kavramak için eldivenlerini çıkarmıĢtı, eldivenin altındaki daha ince eldivenlerin siyahlığı fenerin ıĢığında Irving'in solgun yüzüyle bir zıtlık oluĢturuyordu.