Blanky gözlerini kırptı. Ya da daha doğrusu kırpmaya çalıĢtı. Kirpikleri ve gözkapağı
donmuĢtu. Yoksa yaratığın bir baĢka numarası mıydı bu?
"Buradayım," diye seslendi. Ve bir kez daha ama bu defa daha yüksek sesle
bağırdı: "Buradayım!"
Kısa süre sonra Terördeki en kısa boylu adamlardan kalafatçı yardımcısı Cornelius
Hickey'in baĢını ve omuzlarını gördü; adam deliğe kolaylıkla girebilirdi. Elinde bir fener
vardı. Blanky aptalca korkunç yüzlü bir cücenin doğma sahnesine tanık olduğunu düĢündü.
Sonunda, dört cerrah onu ameliyata aldılar.
Blanky iĢlerin ne durumda olduğunu görmek için arada sırada hoĢ uykusundan
uyanır gibi oluyordu. Bazen onu ameliyat edenler kendi gemisinin cerrahları Pecldie ve
McDonald, bazen de Ere-bus'un testereleri Stanley ve Goodsir oluyordu. Bazen de bu dört
kiĢiden sadece birini onu biçerken, dikerken ya da keserken görüyordu. Blanky Goodsir'e
eğer isterlerse beyaz kutup ayılarının saatte kırk metreden daha hızlı koĢabildiklerini
söylemek istiyordu bir an önce. Ama sonra yine aynı soru doğdu kafasında. Bu gerçekten
beyaz bir kutup ayısı mıydı? Blanky böyle düĢünmüyordu. Beyaz kutup ayıları bu dünyaya
ait yaratıklardı. Ama bu yaratık baĢka bir yerden geliyordu. Buz uzmanı Thomas Blanky'nin
bundan hiç Ģüphesi yoktu.
Sonuçta ortaya çıkan fatura o kadar da kötü olmadı. Hatta hiç kötü olmadı.
John Handford hiçbir zarar görmemiĢti. Sancak tarafında nöbet bekleyen Handford,
Blanky'nin ona bıraktığı feneri söndürmüĢ, geminin önünden buza inmiĢ, yaratık Buz
Uzmanını kovalarken saklanma fırsatı bulmuĢtu.
Blanky'nin öldüğünü sandığı Alexander Berry ise yaratığın ilk girdiği yer olan nöbet
tuttuğu noktada yelkenlerin ve etrafa saçılmıĢ fıçıların altında bulunmuĢ; yaratık onun
tarafındaki direkleri yıkmıĢtı. Berry sert bir biçimde baĢını yere çarptığı için o gece olan
hiçbir Ģeyi hatırlamıyordu; ama Crozier, Blanky'ye adamın tüfeğinin bulunduğunu ve
tüfeğin ateĢlenmiĢ olduğunu söyledi. Buz uzmanı da yaratık devasa gövdesiyle üzerine
çöktüğü sırada tüfeğini ateĢlemiĢti ama güvertenin hiçbir yerinde yaratığa ait bir kan izi
bulunamadı.
Crozier Blanky'ye bunun nasıl olabileceğini sordu. Nasıl oluyor da bir hayvana
burnunun dibinden tüfekle ateĢ edildiği halde hayvandan hiç kan çıkmıyordu? Buz uzmanı
bu konudaki fikrini belirtmedi. Ama içinden, neden böyle olduğunu biliyordu.
Davey Leys de hayattaydı ve yaralanmamıĢtı. Pruva tarafında nöbet tutan bu kırk
yaĢındaki denizci -yaratığın güverteye ilk çıktığı an da dahil olmak üzere- pek çok Ģey
görmüĢ ve duymuĢ olmalıydı ama hiçbir Ģey anlatmıyordu. David Leys bir kez daha
sessizliğe bürünmüĢtü. Önce Terör'ün revirine götürülmüĢ ama Blanky'nin ameliyatı için
yere ihtiyaç duyulduğundan Leys Erebus'un daha boĢ olan revirine taĢındı. Buz uzmanının
konuĢkan ziyaretçilerinin anlattığına göre adam gözlerini kırpmadan tavana bakıyormuĢ
yine.