Test Drive | Page 18

Franklin buna güldü ama bu yorumda gülünecek bir Ģey görmemiĢti ve Ross'un müstehcen dili onu derinden rahatsız etmiĢti. BaĢkalarının ne zaman Ģaka yaptıklarını pek anlamazdı ve kendisi de espri yapmayı bilmezdi. "Ama aslında hiç de güçlü sayılmazlar," diye devam etti Ross. "Erebııs'un altına yerleĢtirdiğiniz bu bir buçuk tonluk makine sadece yirmi beĢ beygirgücünde. Crozier'ın makinesi ise bundan da kötü. En fazla yirmi beygirgücündedir. Seni Ġskoçya'dan buraya getiren Rattler adındaki geminin motoru ise iki yüz yirmi beygir-gücüne sahip ve motoru daha küçük. Çünkü deniz ve gemiler için tasarlanmıĢ." Franklin'in buna verecek bir yanıtı olmadığı için sadece gülümsedi. Sessizliği bozmak için yanlarından geçen garsondan bir kadeh Ģampanya istedi. Alkol kullanmama gibi bir prensibi olduğu için tek yapabildiği elinde kadeh beklemek, zaman zaman da Ģampanyaya boĢ boĢ bakmaktı. Ġlk fırsatta fark edilmeden elindeki kadehten kurtulacaktı. Ross ısrarla konuĢmayı sürdürdü: "Eğer Ģu motorlar olmasaydı onca boĢluğa daha neler alabileceğini düĢünsene." Franklin etrafına bakındı. Kendisini kurtaracak birini arıyordu ama herkes bir baĢkasıyla ateĢli bir konuĢmaya dalmıĢtı. "Bize üç yıldan fazla yetecek erzakımız var Sör John," dedi en sonunda. "Eğer idareli kullanırsak beĢ ya da yedi yıl da dayanabiliriz." Yeniden gülümsedi. KarĢısındaki somurtkan yüzü neĢelendirmek istiyordu. "Ayrıca hem Erebııtfun hem de Terör'ün merkezi ısıtma sistemi var Sör John. Eminim buna Victory gemisinde sahip olmak isterdiniz." Sör John Ross'un solgun gözleri soğuk soğuk parladı. "Victory buza çarpıp bir yumurta gibi parçalandı Franklin. Merkezi ısıtma bu durumda pek bir iĢe yaramazdı, değil mi?" Franklin gözleriyle Fitzjames'i aradı. Hatta Crozier'ı bile. Ġmdadına yetiĢecek kim varsa. Kimse yaĢlı Sör John ve ĢiĢman Sör John'un böylesine açık ve tek taraflı bir sohbete daldıklarını fark edemiyordu. Bir garson yanlarından geçti; Franklin hiç içmediği Ģampanyayla dolu kadehi tepsinin üzerine bıraktı. Ross gözlerini kısarak Franklin'i inceliyordu. YaĢlı Ġskoç onu sıkıĢtırmaya devam ediyordu. "Peki bir gemiyi ısıtmak için ne kadar kömür gerekiyor?" "Ah, gerçekten bilmiyorum Sör John," dedi Franklin kendi hoĢuna giden bir gülümsemeyle. Gerçekten de bilmiyordu. Pek de ilgilenmiyordu. Buhar makineleri ve kömür iĢine mühendisler bakıyordu. Donanma Komutanlığı her Ģeyi zaten planlamıĢ olmalıydı. "Ben biliyorum," dedi Ross. "Mürettebatının kamaralarını ısıtmak için günde yetmiĢ kilo kömür harcamanız gerekiyor. Sadece buhar makinesini sürekli çalıĢır tutmak için yarım ton değerli kömür gidecek. Eğer yola çıkarsanız -ki bildiğim kadarıyla bu çirkin bombardıman gemileri çok kömür yakıyor- günde iki ya da üç ton kömür yakacaksınız. Peki siz ne kadar kömür taĢıyacaksınız, Franklin?"