Test Drive | Page 16

Bu Konseye girmek için Kuzey Kutbuna bir sefer düzenleyip sağ dönmek yeterliydi. Donanma Komutanı Melville Vikontu Sör John Barrow uzun karĢılama kuyruğunda Franklin'in ilk dikkatini çeken ve onu ilk terleten kiĢiydi. Bu kiĢi ayrıca seferin sponsorlarının sponsoru sayılırdı. Ama Barrow Konsey'in önde gelenlerinden sayılmazdı. Çoğu yetmiĢinin üzerindeki Kutup Konseyi üyeleri, bu karĢılaĢmadan heyecanlanan Franklin'in gözüne Makbefdeki cadı topluluğu ya da gri hayaletler gibi görünüyordu o gece. Buradaki herkes Franklin'den çok önce Geçidi aramak için yola çıkmıĢlar ve geriye sağ olarak dönmüĢlerdi. Tamamen yaĢıyor sayılmasalar da. Franklin o gece, kutup bölgelerinde kıĢı geçirip de geri gelenlerin gerçekten de sağ dönmüĢ sayılıp sayılamayacağını merak etti. Sör John Ross'un Ġskoç yüzü bir buzdağından daha çok girintili çıkıntılıydı. KaĢları çene gibi sarkıyor, yeğeni Sör James Clark Ross'un Güney Kutbu'ndan dönüĢte tarif ettiği Ģu penguenlerin tüylerine benziyordu. Ross'un sesi zımparalanan bir güverteye benziyordu ve boğuktu. Sör John Barrow, Tanrı'dan da yaĢlıydı ve ondan en az iki kat daha güçlüydü. Bu adam kutbu keĢfe giden Ġngilizlerin babasıydı. O gece orada bulunan diğer herkes, hatta beyaz saçlı yaĢlılar bile onun oğulları s ayılırdı... Barrow'un oğulları. Sör William Parry ise sarayda bile beyefendilerin en beyefendisi sayılırdı. Daha önce dört kez Geçidi bulmaya çalıĢmıĢ ama hepsinde de adamlarını kaybetmiĢ, gemisi Fury parçalanıp batmıĢtı. ġövalye ilan edilen Sör James Clark Ross ise kısa süre önce bir daha sefere çıkmayacağına dair yemin etmesi koĢuluyla evlenmiĢti. Ġsteseydi bu göreve Franklin'in yerine atanabilirdi. Hem kendisi hem de Franklin bunu biliyordu. Ross ve Crozier diğerlerinden biraz ayrı bir yere duruyorlar, tıpkı komplocular gibi sessizce içiyor ve konuĢuyorlardı. ġu ĢaĢkın Sör George Back de oradaydı. Franklin daha önce kendi emrinde çalıĢmıĢ, kadın delisi bir yarsubayıyla ġövalyelik unvanını paylaĢmaktan nefret ediyordu. Bu gala gecesinde Kaptan Sör John Franklin yirmi beĢ yıl önce Ģu Hepburn'ün tabancalarda-ki kurĢunları çıkarmamıĢ olmasını dileyecekti neredeyse. Back, Kutup Konseyinin en genç üyesiydi ve Terör gemisinde baĢına gelenlere rağmen diğerlerinden daha mutlu ve Ģık görünüyordu. Kaptan Sör John Franklin ağzına içki koymazdı ama oradaki herkes Ģampanya, Ģarap, brendi, likör ve viski içiyordu. Üç saat sonra insanlar gevĢemeye baĢladılar. Kahkahaların Ģiddeti gittikçe arttı, konuĢmalar giderek daha az resmi bir hal aldı ve Franklin kendini daha rahat hissetmeye, bütün bu resepsiyonun, giyilen altın düğmelerin, ipek kravatların, parlayan apoletlerin, güzel yemek ve sigaraların, gülümsemelerin kendisi için olduğunu fark etmeye baĢladı. Bu defa her Ģey kendisi içindi. Tam da bu yüzden yaĢlı Ross'un yanına gelip, onu bir köĢeye çekip sigara dumanı ve parlayan mum ıĢıkları altında ona havlarcasına sorular sormaya baĢlaması onu çok ĢaĢırttı.