Test Drive | Página 120

"Amin," dediler orada toplananlar. Kraliyet Deniz Piyadelerinden oluĢan manga tüfeklerini havaya doğrulttular ve üç pare ateĢ ettiler. Son parede daha öncekilerden farklı olarak dört yerine üç silah ateĢlendi. Ġlk pare ateĢten sonra Teğmen Le Visconte baĢıyla iĢaret etti ve Samuel Brown, John Weekes ve James Rigden'den oluĢan üçlü tabutun altındaki tahtayı çektiler. ġimdi tabut sadece üç halat sayesinde havada duruyordu. Ġkinci pare ateĢten sonra halatı tutanlar tabutu suya değecek kadar aĢağı indirdi. Son pare atıĢlar ile beraber halatlar hafifçe bırakıldı ve bakır levhalı tabut -tabutun üzerine Teğmen Gore'un madalyaları ve kılıcı da konmuĢtu- suyun yüzeyinin altında kayboldu. Buzlu su hafifçe dalgalandı, halatlar çekildi ve bir kenara atıldı ve karanlık suyun altı görünmez oldu. Güneyde, sahte güneĢler ve etraflarındaki hale kaybolmuĢtu ve güneĢ gökyüzünde kızıla büründü. Adamlar sessizce gemilerine döndüler. Ġlk nöbet baĢlayalı henüz bir saat geçmiĢti. Adamların çoğu için akĢam yemeği ve içki içme saatiydi. Ertesi gün, beĢ Haziran Cumartesi her iki gemideki mürettebat da kutuplarda yazlan sık görülen bir baĢka ĢimĢek fırtınasına maruz kaldılar. Nöbetçiler gözetleme kulesinden indirildi ve diğer nöbetçiler de bütün metal eĢyalar ve direklerden uzak durdular. Yıldırım, paratonerlere çarpıyor, mavi bir ıĢık vererek buza düĢüyordu. Nöbetleri biten ĢaĢkın nöbetçiler kendilerini ĢaĢkın ĢaĢkın dinleyen arkadaĢlarına dıĢarıdaki korkunç manzarayı anlatıyorlardı. ġimĢek fırtınasının iyice arttığı günün ilerleyen saatlerinde nöbetçiler bir beyaz ayı olamayacak kadar büyük bir yaratığın sisin içinde basınç sırtları boyunca gezindiğini, ĢimĢek hızıyla bir saniye görünüp ardından hemen ortadan kaybolduğunu söylediler. Bazen, diyorlardı, bu yaratık bir ayı gibi dört ayağ