Test Drive | Page 106

sanıyorum iki Eskimo -bir yaĢlı adam ve bir kadın- sis içinde bir basınç sırtından inmiĢler. Üzerlerinde beyaz kürk varmıĢ; Er Pilkington saçma tüfeğini, Ferrier ise tüfeğini ateĢlemiĢ. Ferrier iki hedefi de ıskalamıĢ ama Pilkington adamı göğsünden vurmuĢ. "Oraya gittiğimizde vurdukları Eskimo'yu ve kadını kampa getirmiĢlerdi; vurdukları beyaz ayının etini piĢirmeye hazırlanıyorlardı. Bu ayıyı getirirken buz üzerinde kan izleri bırakmıĢlardı, biz de yaklaĢık yüz metre boyunca bu izleri takip ettik. Doktor Goodsir de yaĢlı Eskimo'nun hayatını kurtarmaya çalıĢıyordu. "Neden?" diye sordu Sör John. Best'in buna verecek yanıtı yoktu. BaĢka kimse de konuĢmadı. "Pekâlâ," dedi Sör John sonunda. "Saldırı, siz ÇavuĢ Des Voeux ve diğerleriyle denizdeki kampta buluĢtuktan ne kadar süre geçtikten sonra gerçekleĢti?" "Yarım saat kadar sonra. Belki de daha kısa bir süreydi." "Peki saldırıya ne sebep oldu?" "Ne mi sebep oldu?" diye sordu Best. Artık gözleri tek bir noktaya sabitlenmiĢ değildi. "Yani beyaz ayılara ateĢ edilmesini mi kastediyorsunuz?" "Yani saldırı hangi koĢullarda gerçekleĢtirildi diye soruyorum, denizci Best," dedi Sör John. Best alnını sildi. KonuĢmadan önce uzunca bir süre ağzı açık kaldı. "Hiçbir Ģey sebep olmadı. Ben çadırda Tommy Hartnell'le konuĢuyordum; baĢı bandajlıydı ama kendine gelmiĢti. Ġlk ĢimĢek fırtınasında olan hiçbir olayı hatırlamıyordu. Bay Des Voeux ise ayı etini piĢirebilmemiz için ocağı hazırlayan Morfin ve Ferrier'i denetliyordu. Bay Goodsir ise yaĢlı Eskimo'nun paltosunu çıkarmıĢ, adamın göğsünde bir delik açıyordu. Kadınsa orada durmuĢ bakıyordu ama sis yoğunlaĢtığı için tam olarak nerede olduğunu göremiyordum. Er Pilkington elinde saçma silahıyla nöbet tutuyordu. Sonra Teğmen Gore aniden, "Herkes sussun!" diye bağırdı. Herkes konuĢmayı ve yaptığı iĢi yarım bırakıp dinledi. Gelen tek ses ocağa koyduğumuz tencerede erittiğimiz karın fokurdamalarıydı. Bir çeĢit ayı rostosu yapacaktık galiba. Sonra Teğmen Gore tabancasını çıkardı, ateĢe hazır hale getirdi ve çadırdan çıktı. Sonra..." Best durdu. Gözleri hiçbir yere odaklanmamıĢtı, ağzı hâlâ açıktı ve çenesinde hafif bir tükürük izi vardı. Sör John'un odasında olmayan bir Ģeye bakıyordu sanki. "Devam et," dedi Sör John. Best'in ağzı kıpırdadı ama sesi çıkmadı. "Devam et, denizci," dedi YüzbaĢı Crozier daha yumuĢak bir sesle. Best Crozier'ın bulunduğu yöne döndü ama gözleri çok uzaklardaydı. "Sonra..," diye devam etti Best. "Sonra... buz yükseldi, YüzbaĢım. Yükseldi ve Teğmen Gore'un etrafını sardı." "Neden bahsediyorsun?" diye söze girdi Sor John bir sürelik sessizlikten sonra. "Buz yükselemez. Sen ne gördüğünü anlat."