anlatacaklarının geri kalanında deneyimin dıĢında kalan yer ve olayların geçtiği
benzetmeler yapma."
"Em... Emredersiniz, komutanım," diye kekeledi Best. ġimdi sadece yorgunluk ve
kederden değil, yaptığı büyük gaftan dolayı da olduğu yerde sallanıyordu. "Özür dilerim,
Sör John. Ben onu demek... böyle dememeliydi... yani..."
"Anlatmaya devam et denizci," dedi Sör John. "Ama bize Teğmen Gore'un son
saatlerini anlat."
"Emredersiniz, komutanım. ġey... Teğmen Gore'un yardımları olmasa buzdağına
tırmanamazdım. Tanrı ondan razı olsun. Ama sonuçta tırmanmayı baĢardık, buza indik,
denizde yaptığımız kampa, Bay Des Voeux ve diğerlerinin bizi beklediği yere gelmemize
bir buçuk kilometreden az kalmıĢtı ama sonra kaybolduk."
"Eğer kızağın izlerini takip ediyorduysanız nasıl oldu da kay-boldunuz?" diye sordu
Üsteğmen Fitzjames.
"Bilmiyorum, komutanım," dedi Best. Sesi yorgunluk ve kederden zayıf çıkıyordu.
"Hava sisliydi. Hem de çok sisli. Herhangi bir yönde üç metreden ötesini göremiyorduk.
GüneĢ ıĢığı yüzünden her Ģey parlıyor ve düz gözüküyordu. Sanıyorum aynı basınç sınıra
üç ya da dört kez üst üste tırmandık ve her tırmanıĢımızda nerede olduğumuzu daha az
biliyorduk. Ayrıca buz tutmuĢ denizde rüzgâr yer yer karı uçurmuĢtu ve izler silinmiĢti. Ama
açıkçası, sanıyorum gerek Teğmen Gore, gerekse ben yürürken uyuyakaldık ve farkında
olmadan kızak izlerini yitirdik."
"Pekâlâ," dedi Sör John. "Devam et."
"ġey... sonra silah seslerini duyduk," diye devam etti Best.
"Silah sesleri mi?" diye sordu Üsteğmen Fitzjames.
"Evet, komutanım. Hem tek atımlık tüfekten hem de saçma tüfeklerinden geliyordu
sesler. Sisliydi, ses dalgalan buzdağları ve buz bacalarına çarpıyordu, bir an için silah
seslerinin nereden geleliğini anlamadık ama yakınımızdan geliyordu. Siste bağırmaya baĢladık ve kısa süre sonra Bay Des Voeux'nun da bağırdığını duyduk. Otuz dakika sonra -bu
sırada sis de biraz kalkmıĢtı- denizde kamp yaptığımız yeri bulduk. Çocuklar bizim otuz altı
saatlik yokluğumuzda çadırı az çok tamir edip kızağın yanına açmıĢlardı."
"Peki size seslerini duyurabilmek için mi ateĢ etmiĢler?" diye sordu Crozier.
"Hayır, komutanım," dedi Best. "Ayılara ateĢ ediyorlardı. Ve de