Böylece o zamana kadar Gelibolu sancak beyliği pâyesiyle verilen kaptan-ı deryalık,
beylerbeylik derecesine yükseltilmiş oldu.
Tunus, Venedik ve Ege denizine açılarak Eğriboz’un güneyindeki Paros, Antiparos, Skyros,
Egina (Ekin), Naksos (Nakşa), Andros, Scarpanthos (Kerpe) ve Kasos (Kaşot) adaları ile
Girit açıklarındaki adacıklardan toplam yirmi sekiz ada ve iki kaleyi Osmanlı idaresine
kattı.
Aradan geçen uzun zaman sonrasında Türk donanması hâkimiyetini gittikçe arttırdı.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın da etkin rolü üstlenmesiyle donanmaya birçok yeni başarı
eklendi.
Birçok sefere yelken açan Barbaros’un öyle bir seferi vardır ki, bir veda ediştir esasen.
Nice seferi Barbaros’un son büyük seferidir. Bundan sonra daha çok tersane işleriyle
meşgul olan Barbaros, 6 Cemâziyelevvel 953’te (5 Temmuz 1546) kısa bir hastalıktan
sonra vefat etti ve sağlığında Beşiktaş’ta yaptırdığı medresenin yanındaki türbesine
defnedildi. Ölümüne “Mâte reîsü’l-bahr = البحر رئيس مات = 953” (Denizin reisi öldü) sözü
tarihe düşürülmüştür.
Barbaros Hayreddin Paşa zamanında Osmanlı denizciliği zirveye ulaşmış, onun
mektebinde yetişen değerli denizciler ve teşkilâtlı tersane sayesinde bu güç varlığını bir
süre daha devam ettirmiştir.
Çağdaş kaynaklara göre Barbaros iri yapılı, kumral tenli idi. Saçı, sakalı, kaşları ve kirpikleri
çok gürdü. Ömrü denizlerde geçtiğinden Rumca, Arapça, İspanyolca, İtalyanca ve
Fransızca gibi Akdeniz dillerini iyi bilirdi. Ayrıca mûsikiyi de seviyordu. Cezayir’de
yaptırdığı caminin kitâbesinde (Nisan 1520) unvanı “es-Sultânü’l-mücâhid mevlânâ
Hayreddin ibn el-emîr eş-şehîr el-mücâhid Ebî Yûsuf Ya‘kub et-Türkî” şeklinde
gösterilmiştir. Daha sonraki devirlerde, Ege’ye açılacak donanmanın Beşiktaş’taki
Hayreddin İskelesi’nde demirlemesi gelenek olmuştur. Barbaros’un evlâtlığı Hasan da
Cezayir beylerbeyliği yapmıştır.
Kaynak: Pîrî Reis, Kitâb-ı Bahriye
Fevzi Kurtoğlu, Barbaros Hayreddin Paşa
18