Telmih Dergisi 1. Sayı Şiir, Hikaye, Makale, Fotoğraf | Page 65

ZEKERRİYA BİCAN || BİR HARPUT HATIRASI|| Asırların yorup yıprattığı bir kale şehrinin Dağ Kapı’sından adımını atar atmaz, babasını hatırlamıştı. 1965 yılının o ilkyaz günlerinden bir gündü, hatırladığı o geçmiş gün. 1930’ların başında Elaziz’e taşınmak mecburiyetinde kalan babası Yusuf Bican’ın, 35 yıl sonra yani 1965 yılının bu ilkbaharında ailece geldikleri Harput’ta yaşadığı hüznü unutamıyordu. Babasının yüzünde oluşan manzara bir güz manzarasını andırıyordu. Babasının göz pınarlarında bulanık bir su seli oluşmuştu. Yüzüne baktığını gören oğlunu rahatlatmak amacı ile ‘’gözüme toz kaçtı galiba gözlerim sulandı birden” dediğinde oğlu bu izaha inanmamış, ama inanmış gibi görünmüştü. Yavaş adımlarla yokuşu tırmanıp, Kurşunlu Camii’nin önüne geldiler. Kurşunlu Cami’nin bahçe kapısı girişinin hemen yanında bir pınar akıyordu. Pınarın soğuk suları ile önce ellerini, sonra yüzlerini yıkayıp serinlediler. Yusuf Bey, “oh! Çok şükür. Su da buz gibiymiş ferahladık.” Dediğinde oğlu;” Baba gözlerine kaçan toz da çıkıp gitmiştir inşallah!” dedi. Babası; “ tabi çok rahatladım” diye cevap verdi. Yürüyüp gittiler Süt Kalesi’ne doğru. Sara Hatun Cami’sinin önünden sağa doğru uzanıp giden yoldan(Hacı Murat Yokuşu)aşağıya doğru yürüdüler. Yokuşu inip düze çıktıklarında sol tarafta bir eski hamam kalıntısı görünüyordu. Hamamın dış kapısı yoktu. Eğilip içeriye baktılar. Hamamın kubbesinde küçük bir delik açılmıştı. Belli ki kubbe aydınlatma penceresi tavanın kilit taşının yerinden çıkması neticesinde örülmüş taşlar düşmüş ve etrafı da bir hayli oyulup genişlemişti. Yusuf Bey, burada da üzgün bir yüz ifadesi ile oğluyla göz göze geldiler. Oğlu bu defa merakını gizlemeden sordu. “Babacığım! Harput’a geldiğimizden beri seni bir üzüntü içinde görüyorum. Neden üzülüyorsun? dedi, babası oğlunun sorusuna hemen cevap vermedi ama “Bak! Oğlum bu hamam, Kale TELMİH | 63 | SAYI:1 YIL:1