Telmih Dergisi 1. Sayı Şiir, Hikaye, Makale, Fotoğraf | Page 15
koyamamıştı. İslam orduları durdurak bilmiyorlardı.
Yürüyüş yönünü kıtanın içine çeviren islam orduları
İber Yarımadasının en önemli şehirlerini fethetti.
Bu şehirler arasında 711 yılında Tarık bin Ziyad’ın
komutanı Mugis er Rumi tarafından fethedilen
Cordoba’da vardı. 732 yılında Franklara karşı
alınan mağlubiyete kadar başarılar durmaksızın
devam etti. 732 yılında ki bu mağlubiyet birçok
açıdan dönüm noktası oldu. Avrupa içlerinde
Müslüman ilerleyişi dururken fetihe katılan gruplar
arasındaki ihtilaflar çatışma şeklinde kendisini
göstermeye başladı.
Yer yer yönetim istikrarsızlıklarına rağmen,İslam
medeniyetinin gelişimi düzenli bir çizgi halinde
sürdü.15.yüzyılın sonlarına kadar birbirini izleyen
farklı hanedanların yönetiminde ki İspanyada
Müslüman varlığı sürdü.
15.yüzyılın sonlarına doğruMüslümanların
yönetiminde bulunan en küçük bir siyasi
yapılanmaya dahi tahammül edemeyen Latinler,son
islam şehrini de ortadan kaldırarak, İspanyada ki
Müslüman varlığına son verdiler.
Endülüs 756 yılına kadar, Emevi Devletinin
merkezinden atanan valilerce yönetiliyordu. 750
yılında ise Abbasiler gerçekleştirmiş oldukları
ihtilalle Emevi Devletini yıkmışlardır.Böylelikle
Endülüste bir otorite boşluğu meydana gelmiştir.
Abbasi ihtilalinin katliyamından kurtulan Emevi
ailesine mensup Abdurrahman Bin Muaviye Afrika
kıtasında yaptığı oldukça maceralı bir yolculuktan
sonra, İspanya'ya gelerek, Endülüs'ün yönetimini
ele geçirdi. Böylelikle Abbasi hilafet merkezinin
etki alanı dışında yeni bir siyasi yapı teşekkül
ederken , İslam Medeniyeti Avrupa da yeni bir
merkeze kavuşuyordu. Abdurrahman'ın kendisine
yönetim merkezi olarak seçtiği Cordoba artık
Kurtuba diye anılacak ve İslam Dünyasında bir
yıldız gibi parlayacaktı.
Kurtuba ele geçirildiği ilk günden itibaren, yöreye
İslam hoşgörüsünün tohumları ekiliyordu. Hristiyan
baskısı altında ezilen Yahudi cemaatleri islami
hoşgörüye şahit oluyorlardı. Yahudiler, artık şehrin
yönetimi dahil birçok konuda söz sahibi oldular.Bu
durum sadece Yahudiler için geçerli değildi. Devlet
içerisindeki farklı dini ve etnik grupların itibarıda
iade ediyordu . Kurtuba ,Abbasi ihtilalinden sonra
artık Endülüs Emevi Devleti'nin başşehriydi.Sadece
başşehir değil, çevresindeki havzayı aydınlatan bir
güneşti. Işığı ,gün geçtikçe daha çok karanlığı
aydınlattı. Bunun temeli ise adaletli yönetim
anlayışıydı.
Kurtuba'nın
fethinden
sonra
İslam
hoşgörüsüne ek olarak imar faaliyetlerine başlandı.
Şehrin onarımı, surların takviye işlemleri
tamamlanırken, Müslümanların ibadet ihtiyacını
karşılayacak mekanlar mevcut olanaklarla tahsis
edilmişti. Bu amaç doğrultusunda Saint Vicent
Kilisesi,Cuma camiine çevrilmiştir.
Abdurrahman Bin Muaviye’nin 756 yılında
emirliğini ilan etmesiyle devlet sarayı inşa edilmeye
başlandı.Devlet sarayı yönetimin işleyişi için bir
zaruretti.Fakat daha önemlisi İslam kültüründe
fethedilen merkezi bölgelerde, İslam’ın ihtişamını
bütün azametiyle gösteren Ulu Camiinin inşa
edilmesiydi. Böylelikle planı Abdurrahman Bin
Muaviye tarafından çizilen İslam Tarihinin abidevi
sanat eserlerinden Kurtuba Ulu Camii'nin inşaatı
başlamış oluyordu.
Kurtuba Ulu Camii her yönden İslam Sanatının en
mükemmel örneklerinin görüldüğü bir özelliğe
sahiptir. Eşsiz güzellikteki kubbeleri, adeta gergef
gibi işlenmiş mihrap ve minberindeki süslemeler,
ince işçilikle nakşedilmiştir. Bu eşsiz eserin
yapımına
Abdurrahman'ı
izleyen
halifeler
döneminde de devam edildi.
Kurtuba Ulu Camii’nin inşaatı Abdurrahman’ın
oğlu Hişam döneminde tamamlandı.Hişam sadece
Ulu Camii inşaatı tamamlanmakla kalmadı geniş
çaplı bir imar faaliyetine de girişti. Bir başşehir’in
ismine yakışır şekilde olması için gereken ihtimamı
gösterdi. Fakat şehir, esas gelişimini Endülüs
Emevilerine en parlak dönemini yaşatan III.
Abdurrahman Döneminde yaşamıştır. Bu dönemde,
Kurtuba çağdaşı olan birçok şehrin aksine üst düzey
belediye hizmetlerin verildiği,sokakların taş döşeli
ve gece lambalarıyla aydınlatıldığı bir şehirdir.
Bu dönemde Kurtubada, Avrupadaki diğer
şehirlerde rastlanmayan bir temizlik mekanı olan
hamamlar'ın yoğunluğu dikkat çekmektedir.
Avrupa'nın diğer bölgelerinde temizlik için hamam
TELMİH | 13 | SAYI:1 YIL:1