Telmih Dergisi 1. Sayı Şiir, Hikaye, Makale, Fotoğraf | Page 16

benzeri yapıların bulunmadığını, insanların bu ihtiyaçlarını gayet iptidai bir şekilde gidermeye çalıştığını düşündüğümüzde Kurtuba'nın bu konudaki üstünlüğü daha iyi anlaşılacaktır. Halkın hizmetine sunulmuş umumi hamamlar olduğu günümüzde ki şekline yakın evlerin içerisinde de özel yıkanma alanları mevcuttu . Halife Hakem'in saray kütüphanesinde 400 bin cilt kitap olduğu düşünülmektedir. Sadece saray kütüphanesinin böylesine zengin olması Kurtuba'yı dönemin kitap ve kültür başkenti yapmaya yetecek bir husustur. Bu anlamda Kurtuba'yı devrin en önemli ilim merkezi olarak nitelendirmemiz abartı olmayacaktır. Bu dönemde edebiyat ve bilim dünyasına adını altın harflerle kazıyan birçok bilim adamı yetişmiştir.Örnek verecek olursak ilk şiir antolojisini yazan İbn Abdürabbih ,Hay b.Yaķzan isimli (Robinson Cruose’nun yazarı Daniel Defoe’ya ilham veren) romanı yazan ibni Tufeyl ,Dinl er Tarihi alanında ilk çalışmaları yaparak bu alanın babası sayılan İbn Hazm,Tıp ve felsefe alanında önemli çalışmaları olan İbni Meymun, maliki fıkıh alimi filozof İbn Rüşd, tarihçi fıkıh ve hadis alimi İbn Beşküval’ın isimlerini zikredebiliriz. Belediye hizmetlerinin çok iyi sunulmasına ek olarak yine bu dönemde Kurtuba yakınlarında ki bir tepenin eteğine binbir gece masallarındaki sarayları andıran Medinetü’z- Zehra’nın yapımına başlandı. Medinetü’z- Zehra sadece saray değil adeta bir şehirdi. Bütün devlet daireleri toplu yaşam alanları ve köşklerin olduğu geniş surlarla çevrili bir alandı.Arap tarihçileri Medinetü’z- Zehra'yı çok övmektedirler. Şehri gören coğrafyacı İdrisi şehrin kat kat inşa edildiğini her kat'ın başlı başına bir şehir olduğunu yukarı şehrin tabanı , orta şehrin ; bununda tabanı aşağı şehrin çatıları üzerine düştüğünü ,yukarı kısımda saray'ın, orta kısımda yemiş bahçelerinin, aşağı kısımda ise cami ile şahıslara ait evlerin bulunduğunu belirtiyordu. Mimari açıdan devrin yıkık harabe şehirlerinden birçok yönüyle ayrılan Kurtuba’da canlı bir sosyal yaşantı vardı. Nüfus bakımından oldukça zengin bir etnik çeşitlilik mevcuttu. Nerdeyse her milletten insan Kurtuba’da yaşantısını sürdürüyordu. Ticaret yolları üzerinde bulunması , Özellikle kütüphaneler Kurtuba'nın ilmi yönünü taçlandıran bir etmendir. Bu listeye eklenebilecek isimler çoğaltılabilir. Bilimin neredeyse her dalında eşsiz eserleri Dünya Uygarlığına sunan Endülüslü bilim adamları karanlık Ortaçağ Avrupasına ışık olmuş bilimsel çalışmaları tetikleyerek bu konuda öncülük etmiştir. Böylesine renkli ve canlı bir dünyayı bizlere sunan Kurtuba, ihtişam dönemlerinde, Sakson asıllı bir rahibenin belirttiği gibi dünyanın pırlantasıdır. Fakat istilalar insanların tahripkar tutumu önce onun pırıltısını, sonrada tüm varlığını ortadan kaldırmıştır. ilk olarak Berberi istilasına uğramış sonrasında 11.Yüzyılda birçok istilaya maruz kalmıştır Berberilerden sonra Murabıtların onlardan sonra da Muvahidlerin kontrolü altına alınan Kurtuba, son olarak İspanyadaki bütün Müslüman şehirler gibi Hıristiyan istilasına uğrayarak, nüfusu kademeli olarak azalmış,kendisini Dünyanın zirvesine çıkaran özelliklerini kaybetmiş, mücevherleri sömürülmüştür.ruhunu kaybetmiş bir şehir olarak eski bir sandık misali tarihin arka sayfalarında ki yerini almıştır. TELMİH | 14 | SAYI:1 YIL:1