TED Meşale Dergisi 36. Sayı | Page 33

Mesleki eğitim merkezlerinde açılan kontenjanlar ile işgücü piyasasındaki açık iş pozisyonlarının nicelik ve nitelik açısından uyumu sağlanmalıdır .
4 . ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE KADEMELER ARASI GEÇİŞ
Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayılarında yaşanan hızlı artışa alan bazında bakıldığında ; en fazla talep gören alanların güzellik , saç bakım hizmetleri , motorlu araçlar teknolojisi , yiyecek içecek hizmetleri ve moda tasarım teknolojileri olduğu bilgisine ulaşılmaktadır . Bu durum mesleki eğitim merkezindeki alanların ve bu alanlara yapılan öğrenci kayıtlarının ; ülkenin ve mesleki eğitim merkezinin içinde bulunduğu bölgenin temel geçim kaynağı ile ilişkisi ve geleceğe yönelik ihtiyaç analizlerine dayalı stratejiler çerçevesinde belirlenip belirlenmediği yönünde soru işaretleri uyandırmaktadır . Zira mesleki eğitim merkezlerinin sahip olduğu istihdam potansiyelinin gerçekleşmesi , bu kurumlardaki kontenjanların özellikle küresel ve toplumsal bağlamdaki ekonomik eğilimler kadar içinde bulunulan bölgenin sosyo-ekonomik yapısına uygun alanlarda yoğunlaştırılması ile mümkün görünmektedir .
Baraj puan uygulamasının kaldırılmasıyla örgün yükseköğretim programlarına yerleşen adayların sayısı son beş yılın en yüksek değerine ulaşmıştır . Buna karşılık , sınava başvuran adayların üçte ikisi herhangi bir yükseköğretim programına yerleşememiştir .
Yükseköğretime olan toplumsal talep , sınava başvuran aday sayısından da görülebileceği üzere önemli ölçüde artmıştır . Özellikle 2022 yılında baraj puan uygulamasının kaldırılmasının da etkisiyle Yükseköğretime Geçiş Sınavına ( YGS ) başvuran aday sayısının üç milyonun üzerine çıktığı görülmektedir . Buna paralel olarak 2022 yılında bir yükseköğretim programına yerleşen aday sayısı da geçtiğimiz beş yıla kıyasla en üst değerine ( 1.005.490 ) ulaşmıştır . Ancak sınava başvuran adayların yalnızca % 31,09 ’ u bir yükseköğretim programına yerleşmiştir . Bu durumda 2022 yılında sınava başvuran her üç adaydan ikisinin herhangi bir yükseköğretim programına yerleşemediği görülmektedir . Bu , son 13 yıldaki en düşük yerleşme oranına karşılık gelmektedir . 2022 yılında sınava başvuran ve yerleşen aday sayılarına paralel olarak örgün yükseköğretim programlarına ayrılan kontenjanların doluluk oranı da % 98,09 oranı ile son beş yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır . Örgün yükseköğretim programlarının kontenjanlarının tamamına yakın ölçüde dolması , yükseköğretime gösterilen talebin karşılığını alması bakımından olumlu bir gelişmedir . Bununla birlikte , baraj puanı uygulamasının kaldırılması nedeniyle yükseköğretim programlarına yerleşme oranındaki artışın yükseköğretimin niteliğine ve uzun vadede işgücü piyasasının arz-talep dengesine etkisi araştırılmalıdır .
31