TED Meşale Dergisi 28.Sayı | Page 37

17 öyküden oluşan kitabın açılışı, eser boyunca işlenecek temaların özeti niteliğindeki “Önce Ekmek” adlı öyküyle gerçekleşir. Ayten adında, derslerinde başarılı, doktor olma hayalleri kuran liseli bir genç kızın etrafında şekillenen hikâyede geçim zorluğu başroldedir. Yazarın ustaca kurguladığı diyaloglardan, daha önce şimdikinden iyi koşullarda yaşadığını anladığımız bir ailenin artık aylardır evlerinin kirasını ödeyemeyecek halde olduğunu anlarız. Ayten’in babası, eşinin temizliğe gitmesini, kızının okulu bırakarak çalışmaya başlamasını istemektedir. Anne ise kızının okuyarak iyi bir gelecek kurmasını arzulamaktadır. Anne-babasının bu konuşmalarına kulak misafiri olan Ayten okulu bırakma kararı alır. Bunu babasına söylediğinde adamın iç dünyasında olup bitenleriyse şöyle aktarır Orhan Kemal: “Günlerden beri kızıyla karısının çalışmasını isteyen babanın içinden pişmanlığa, acımaya dair bir şeyler geçti. Ağlayacak kadar hislendi. Gırtlağına bir şeyler sokulmuşçasına huzursuzluk duydu.” Bu cümleler Orhan Kemal edebiyatında sıkça karşılaşılan bir durumu ortaya koyar. Yazara göre kötü veya olumsuz davranışlar sergileyen bireyler dış koşulların zorlamasıyla bu duruma gelirler. Yoksa elbette bir baba kızının okuyup meslek sahibi olmasını isteyecektir ancak her şeyden “önce ekmek” gelmektedir. Orhan Kemal’in kitap boyunca ihtiyaçlar piramidinin el altındaki fizyolojik ihtiyaçları karşılamak uğruna tüm enerjilerini sarf eden bireylerin durumunu ele alması düz bir “fakir edebiyatı”na saplanmasına yol açmaz. Duruma sosyolojik, yer yer felsefi bakışlar getiren yazar, bu insanları böylesi koşullara mahkum eden dünya düzeninin kalıcı olamayacağının altını sürekli çizer. Aktardığı tablolarda ne kadar hüzün, acı, yoksulluk, yenilmişlik varsa da bunları ele aldığı bağlam ve vardığı sonuç her zaman umutlu, yarınların aydınlığına inanan kapılara çıkar. Yazarın “aydınlık gerçekçilik” dediği bu tutum onu diğer toplumcu yazarlardan ayıran bir özelliktir. Orhan Kemal’in diğer yapıtları gibi Önce Ekmek’te de öne çıkan bir diğer özelliği ise sevgi, aile gibi değerlerin yerini ister istemez paranın almaya başlamasının çoğu yerde sinematografik bir anlatımla verilmesidir. 36