Seni, geceyi ve bulutları seviyorum.
Seni, geceyi ve bulutları seviyorum.
Cahit Külebi’ nin üçüncü kitabı Yeşeren Otlar 1954 yılında yayımlanır. Şair artık edebiyat çevrelerinde kendini kabul ettirmiş, özgünlüğü takdir toplayan bir kimlik edinmiştir. Lirizmi, masalların, tekerlemelerin, türkülerin ritmiyle kaynaştırarak ortaya koyduğu şiirleriyle övgüler toplar. Sözgelimi Behçet Necatigil şöyle yazar onun için:“ Cahit Külebi, aydın bir saz şairi içtenliği, bir Karacaoğlan rahatlığı ve temiz bir dil ile, zaman zaman kötümser, güvensiz, kendi türküsünü söyledi.”
Külebi’ nin 1950 tarihli dördüncü kitabı Atatürk Kurtuluş Savaşı’ nda, on üç parçalık tek şiirden oluşur. Tarih bilinciyle yurtseverliği öne çıkararak destan geleneğinden yararlanan şair, doğal söyleyişten gelen lirizmin yanı sıra bağımsızlık aşkının verdiği coşkuyu da ustalıkla okuyucuya aktarır.
Sonraki kitapları Süt( 1964), Türk Mavisi( 1973), Yangın( 1980) ve Güz Türküleri’ nde( 1991) şairin toplum sorunları, bireysel yaşantılar, Anadolu gerçeği, doğa, çocukluk gibi konular arasında bir denge kurmaya çalıştığı görülür. İddialı çıkışlarla şiirde devrim yaptığını söylemeden, büyük bir kaynaktan doğup çorak topraklara kılcal damarlar gibi yayılan ince bir şiir kuran Külebi, ilk şiirinden son şiirine çizgisini korur. Edebiyatta ilerleme veya yeniliğin başlı başına olumlu bir özellik taşımayacağını gösterircesine seçtiği alanın içinde gitgide derinleşip ardında kalıcı bir eser bırakarak 1997 yılında hayata veda eder.
“ Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin” dizesine imza atan büyük şair, doğumunun 100. yılında bu topraklarda olan biteni anlamak için hâlâ taptaze bir kaynak.
29