Tapu Sicili Uygulamaları (2014) | Page 526

Tüzel Kişiler adına değil, kendi adlarına hüküm ve sonuç doğurur. Dolayısı ile ortaya çıkan haklar ve borçlar yöneticilerin üzerine doğar, mahkemeler önünde davacı ve davalı olarak yönetici olan gerçek kişiler çıkar. Bu ise yönetici kavramı ile devlet kavramı arasında bir özdeşleşmeye yol açar. Böyle bir sistemde yöneticinin kendisi devlet olur, Bunun demokrasi ve hukuk devleti bakımından da ayrıca taşıdığı sayısız sakıncaları bulunur. Ve böylesi bir durum ayrıca iktidarın kişiselleşmesine de yol açar. Keza devlete, onu yönetenlerden ayrı bir tüzel kişilik tanınmaz ise, yöneticiler devlet adına işlem yapmaktan kaçınabilirler(423). Zira devlet adına yaptıkları bu işlemlerden ortaya çıkabilecek sorumluluk devletin üzerinde değil, kendi üzerinde doğacak ve bunlardan dolayı dava açılacaksa, dava devlete karşı değil, yöneticiye karşı açılacaktır. Diğer yandan devlet adına yöneticiler değişir, ama devletin değişmemesi, devlet adına yapılan işlemlerin baki kalması gerekir. İşte devletin devamlılığı ilkesinin sağlanması için de devlete tüzel kişilik tanınması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı devlete, yöneticilerin gerçek kişiliklerinin dışında ayrı bir kişilik yani bir tüzel kişilik tanımak gerekmiştir. Kara Avrupa’sı hukuk düzenleri tarafından devlet, bir tüzel kişi olarak kabul edilmiştir. Tüzel kişiliği sıfatı sayesinde devlet hukuki işlemler yapabilir. Hak ve borç altına girebilir.Mahkemeler önünde davacı ve davalı olabilir.Yani devlete bu tüzel kişilik tanınmasının nedeni, devletin iş görebilmesini, çeşitli faaliyetlerde bulunabilmesini veya malvarlığına sahip olabilmesini sağlamaktır. Pozitif hukuk sistemimizde de devlet bir tüzel kişi olarak kabul edilmektedir. Anayasamızın çeşitli maddelerinde devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinden bahsedildiğine göre, Anayasamızın devleti bir kamu tüzel kişisi olarak kabul ettiğini söyleyebiliriz. Devlet tüzel kişiliği genel olarak tektir. Bu hususa devlet tüzel kişiliğinin tekliği adı da verilmektedir. Merkezi idare denilen genel idare, içinde başkent teşkilatını ve taşra teşkilatını bir bütün olarak barındıran tek bir tüzel kişilik arz eder(424). Pozitif hukuka uygun olarak eşya hukuku ve tapu sicili anlamında da; Devlet en büyük kamu tüzel kişisidir. Tapu kayıtlarına “Türkiye Cumhuriyeti” veya “Devlet” şeklinde yazılmayıp, genellikle “Hazine” veya “Maliye Hazinesi” şeklinde yazılmaktadır. Devlet’in başka bir ülkede taşınmaz mal veya hak, edinmesi durumunda “Türkiye Cumhuriyeti” yazılacağı tabiidir. Devletin gerçek kişilerden farklı olarak, tek bir tüzel kişilik şeklinde mal edinmesine yönelik çeşitli kanunlarda ve mevzuatlarda düzenlemeler bulunmaktadır; (423) GÖZLER, a.g.e. s. 85,86 (424) GÖZLER, a.g.e. s. 88-89. 481