Tapu Sicili Uygulamaları (2014) | Page 519

Arazi üzerindeki bina veya ticarethane veya bağın zamanla ortadan kalkması halinde örfü belde ve paftos da sona ermekte ve arazi asıl malike kalmaktadır. TMK'nın taşınmaza müteallik irtifak hakkının 707 ve 720. maddeleri hükümlerine nazaran örfü belde gediği ile paftosun külliyen muntafi ve münhedim olması halinde bulundukları mahallerin müstahlas olarak sahiplerine avdet edeceklerine üçte iki çoklukla ve bunların bulundukları yerleri sahiplerinin gedik ve paftosla mukayyet olarak başkalarına satabileceklerine 4.6.1947 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(414) Anlaşılacağı üzere, gerek Örfü Belde gerekse Paftos müesseseleri gayeleri bakımından birbirlerine benzemekte olup, hatta birbirlerinden doğdukları da söylenebilir. Örfü Belde bugün TMK'da düzenlenmiş olan Üst Hakkına benzer. Paftos ise, başkasına ait bir arazide bağ yetiştirmek için ortaya çıktığından bugünkü mevzuat karşısında uygulama kabiliyetini kaybetmiş bir müessesedir.(415) Örfü belde, Türk Medeni Kanundan önce mahalli sosyo-ekonomik ihtiyaçlardan doğan ve zemin mülkiyeti bir şahsa üzerindeki tasarrufa konu olan şeylerin mülkiyeti ise diğer bir şahsa ait olan çifte mülkiyet sistemidir. Türk Medeni Kanunumuzda çifte mülkiyet sistemi kabul edilmediğinden İmar Kanununun geçici 5. maddesi uyarınca bu tür tasarrufların tasfiyesi yoluna gidilmiştir. Anılan madde uyarınca “Belediye hudutları mücavir sahalar içinde veya dışında bulunan gedik ve zeminler (örfü belde-paftos) tamamen yıkılıp yok olarak (müntafi ve münhedim) varlıklarını kaybedip, kaybetmediklerine bakılmaksızın bu kanun hükümlerine göre tasfiye olunurlar. Tasfiyeye tabi tutulan taşınmaz mallardaki zemin hakları bedele çevrilmiştir. Zemin hakkı bedeli, ait olduğu taşınmaz malın zemine ait son e