Tapu Sicili Uygulamaları (2014) | Page 518

Nev’i Hanesine Kaydedilen Haklar I. ÖRFÜ BELDE – PAFTOS Paftos ve Örfü Belde müesseseleri memleketimizin Ege bölgesinde özellikle İzmir ve dolaylarında çok eski tarihlerde teessüs etmiş ve halen yürürlükte olan birer örf ve âdettir. Bölgenin İzmir haricinde kalan kısımlarında bu iki müessese ya hiç bilinmemekte veya pek az bilinmektedir. Paftosun doğuşu, İzmir şehrinin zaman içinde gelişerek İç Anadolu bölgesine bağlanması sonucunda bir ticaret merkezi ve büyük bir ihraç limanı halini alması, çoğunluğunu Rumların oluşturduğu büyük bir yabancı kitlesinin bu şehre gelerek yerleşmesi sonucu şehir içindeki taşınmazlara duyulan ihtiyacın birden artması ile olmuştur... İzmir’de arazinin hemen hemen hepsine sahip olan yerli Türkler maliki bulundukları arazileri gayrimüslimlere ferağ etmek istemiyorlardı. Bu yüzden yeni gelen gayrimüslimlerin İzmir’de mesken ve ticarethane sahibi olabilmelerini sağlamak üzere bu kimselere arazi (arsa)temini gayesiyle şu usule başvuruldu: Mesken veya ticarethane inşa etmek için arsaya ihtiyacı olan bir gayrimüslim arsa sahibi bir Türk’e müracaat ederek önce ücret konusunda sonrada Türk’ ün üzerinde inşaat yapmak üzere arsasının zilyetliğini gayrimüslime devretmesi konusunda anlaşırlar. Burada arsa kıymetinin tamamı ödenmez. Bunun sebebi de Türk’ ün malik olmaya devam etmesidir. Suat Bertan “Ayni Haklar” kitabında ... Bu tür gediklere ait kayıtlarda, yer sahibin ismi yazılır.; mesela, filan kimsenin örfü beldesi dükkan gediğidir, denilir. Bu gibi haklarda, kayıtta yazılan ismin yer sahibine ait olduğunun ve gedik sahibinin isminin sayılmaması gerektiğinin göz önünde bulundurulması faideli olur.(413)   İnşa edilen bina veya ticarethane arsa üzerinde mevcut kaldıkça, mülkiyete bağlı kullanma, semerelerinden yararlanma ve tüketme yetkileri gayrimüslime ait olur. Bina veya ticarethanenin, üçüncü bir şahsa devredilmesi halinde, gayrimüslim arsa maliki Türk’e yeni zilyetten arsa kıymetinin % 5’i nispetinde bir miktarı da teminle yükümlü olur. Bu şekilde kurulan müesseseye Örfü Belde denilmektedir. Paftos ise; örfü belde müessesesinin zamanla Türkler arasında da yaygınlaşması üzerine boş arazilerde bağ dikip yetiştirmek amacı ile oluşmuştur. Arazi maliki Türk, örfü belde de açıklanan arazisini bağ fidanı yetiştirmek isteyen bir Türk’e devretmekte ve fidanlar arazinin üzerinde olduğu sürece arazide tasarruf ehliyeti fidanları yetiştiren Türk’e ait bulunmaktadır. Medenî Kanunun kabulünden önce tapu kütüğü mevcut olmadığından, bu âdetlerin tescili söz konusu değildi. Ancak Medenî Kanunun kabulünden sonra bunların tapu kütüğüne tesciline başlanılmıştır. İlk başlarda, zilyetliğin devir ve intikalinde arazi sahibinin muvafakati aranırken daha sonraları bu uygulamadan da vazgeçilerek malikin muvafakati aranmaksızın zilyetliğin devri imkanı getirilmiştir. (413) 4.6.1947 tarih ve 17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ( sh. 91) 473