Nev’i Hanesine Kaydedilen Haklar
I. ÖRFÜ BELDE – PAFTOS
Paftos ve Örfü Belde müesseseleri memleketimizin Ege bölgesinde özellikle İzmir ve
dolaylarında çok eski tarihlerde teessüs etmiş ve halen yürürlükte olan birer örf ve âdettir.
Bölgenin İzmir haricinde kalan kısımlarında bu iki müessese ya hiç bilinmemekte veya pek az
bilinmektedir.
Paftosun doğuşu, İzmir şehrinin zaman içinde gelişerek İç Anadolu bölgesine bağlanması
sonucunda bir ticaret merkezi ve büyük bir ihraç limanı halini alması, çoğunluğunu Rumların
oluşturduğu büyük bir yabancı kitlesinin bu şehre gelerek yerleşmesi sonucu şehir içindeki
taşınmazlara duyulan ihtiyacın birden artması ile olmuştur... İzmir’de arazinin hemen hemen
hepsine sahip olan yerli Türkler maliki bulundukları arazileri gayrimüslimlere ferağ etmek
istemiyorlardı. Bu yüzden yeni gelen gayrimüslimlerin İzmir’de mesken ve ticarethane sahibi
olabilmelerini sağlamak üzere bu kimselere arazi (arsa)temini gayesiyle şu usule başvuruldu:
Mesken veya ticarethane inşa etmek için arsaya ihtiyacı olan bir gayrimüslim arsa sahibi bir
Türk’e müracaat ederek önce ücret konusunda sonrada Türk’ ün üzerinde inşaat yapmak üzere
arsasının zilyetliğini gayrimüslime devretmesi konusunda anlaşırlar. Burada arsa kıymetinin
tamamı ödenmez. Bunun sebebi de Türk’ ün malik olmaya devam etmesidir. Suat Bertan
“Ayni Haklar” kitabında ... Bu tür gediklere ait kayıtlarda, yer sahibin ismi yazılır.; mesela,
filan kimsenin örfü beldesi dükkan gediğidir, denilir. Bu gibi haklarda, kayıtta yazılan ismin
yer sahibine ait olduğunun ve gedik sahibinin isminin sayılmaması gerektiğinin göz önünde
bulundurulması faideli olur.(413)
İnşa edilen bina veya ticarethane arsa üzerinde mevcut kaldıkça, mülkiyete bağlı
kullanma, semerelerinden yararlanma ve tüketme yetkileri gayrimüslime ait olur. Bina veya
ticarethanenin, üçüncü bir şahsa devredilmesi halinde, gayrimüslim arsa maliki Türk’e yeni
zilyetten arsa kıymetinin % 5’i nispetinde bir miktarı da teminle yükümlü olur. Bu şekilde
kurulan müesseseye Örfü Belde denilmektedir.
Paftos ise; örfü belde müessesesinin zamanla Türkler arasında da yaygınlaşması üzerine
boş arazilerde bağ dikip yetiştirmek amacı ile oluşmuştur. Arazi maliki Türk, örfü belde de
açıklanan arazisini bağ fidanı yetiştirmek isteyen bir Türk’e devretmekte ve fidanlar arazinin
üzerinde olduğu sürece arazide tasarruf ehliyeti fidanları yetiştiren Türk’e ait bulunmaktadır.
Medenî Kanunun kabulünden önce tapu kütüğü mevcut olmadığından, bu âdetlerin tescili
söz konusu değildi. Ancak Medenî Kanunun kabulünden sonra bunların tapu kütüğüne
tesciline başlanılmıştır. İlk başlarda, zilyetliğin devir ve intikalinde arazi sahibinin muvafakati
aranırken daha sonraları bu uygulamadan da vazgeçilerek malikin muvafakati aranmaksızın
zilyetliğin devri imkanı getirilmiştir.
(413) 4.6.1947 tarih ve 17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ( sh. 91)
473