Tapu Sicili Uygulamaları (2014) | Page 443

E. Diğer İrtifak Hakları İpotekten farkı; Taşınmaz yükü, borcun teminatının taşınmaz olması yönünden ipoteğe benzer. Ancak malikin borcu burada sadece taşınmaz ile sınırlıdır. Borçlu ile taşınmaz maliki ipotekten farklı olarak daima aynı kişidir. İpotekte bulunan lex comiseria yasağı burada öngörülmemiştir. İrtifak hakkından Farkı İrtifak hakkından farkı ise malikin burada taşınma ile sınırlı olarak bir şey yapma ve verme borcu altına girmesidir. İrtifak hakkında pasif biredim borçlanırken burada aktif edim borçlanılmaktadır. TMK’nın 838. maddesinde düzenlenen diğer irtifak hakları aksi kararlaştırılmış olmadıkça başkalarına devredilemez ve mirasçılara geçmez. İrtifak hakkı lehtarı bir şahıs olabileceği gibi tüzel kişiliği olmayan bir cemaat ve topluluk da olabilir. TMK’ nın 838. maddesince; “Malik taşınmazı üzerinde herhangi bir kişi ve topluluk lehine atış eğitim veya spor alanı ya da geçit olarak kullanılmak gibi belirli bir yararlanmaya hizmet etmek üzere başka irtifak hakları da kurabilir. Bu haklar aksi kararlaştırılmadıkça başkasına devredilemez ve mirasçılara geçmez. Bu hakların kapsamı hak sahibinin olağan ihtiyaçlarına göre belirlenir. Taşınmaz lehine irtifaklara ilişkin hükümler, bu tür irtifak haklarına da uygulanır.” Bu irtifak haklarının en önemli özelliği bir şahıs lehine kurulabileceği gibi bir cemaat, bir topluluk (Örnek; Köy halkı) lehine de kurulabilir. Lehine irtifak hakkı tesis edilen topluluğun tüzel kişiliğe sahip olması gerekmez.(358) Üst ve kaynak hakkı aksi kararlaştırılmış olmadıkça devri ve mirasçılara intikali mümkünken bunda aksi kararlaştırılmış olmadıkça devri ve mirasçılara intikali mümkün değildir. Azami süre düzenlenmemiştir. Bu tür irtifak hakları bağımsız ve sürekli nitelikte tesis edilmiş ise bir taşınmaz gibi tapuya tescil edilirler. III. TAŞINMAZ YÜKÜ (GAYRİMENKUL MÜKELLEFİYETİ) A. Tanımı ve İrtifak Hakkı İle İpotekten Farkı TMK md. 839’da “Bir taşınmaz malikinin yalnız o taşınmaz sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye bir şey yapmaya veya vermeye yükümlü tutulması” şeklinde tanımlanmaktadır. (358) 398 ERTAŞ, a.g.e. s. 517