4
bir türlü ülkeye hâkim olamaz ve sonunda krallık Osmanlı’ya teslim olur.v Tek tek ülkelerin durumları farklıdır fakat merkezin zayıflığı Avrupa’yı feodalite
denilen yapıya sürüklemiştir. Ulema (Katolik Kilisesi)
teşkilatlıdır ve geniş toprakların da sahibidir, dolayısıyla zengindir. Çeşitli ünvanlarla topraklara ve insanlara hükmeden diğer lordlar da öyle. Bu yüzden henüz
büyük “biz” yoktur. “Biz asiller”, “biz kilise mensupları”, “biz reaya” vardır...
Amerika Birleşik Devletleri’nin anayasasının dibacesi
“Biz halk” (We the people) diye başlar ki bu “Biz” İngiliz tacından bağımsız genç Amerikan milletidir.
Laiklik ve sekülerlik
Fransa’dan bahsederken ihtilalle ve ruhbanasil-avam ayrımıyla sıkı ilgisi bulunan “laic- laik” kelimesini de hatırlamakta yarar var. Laik, avamî,
reayaya ait demektir ve devlet idaresine ruhbanın kaFransa’da, İngiltere’de, çatışan, çekişen sınıf- rışmaması, halkın devleti idare etmesi demektir. Proları kavga etmeden bir araya getirip hiç olmazsa ko- testanlarda ruhban o kadar güçlü olmadığından
nuşup uzlaşmalarını sağlamak için parlamentolar Protestan ülkelerde dünya işlerinin ayrı tutulmasına
kurulur. Bunlar, kendilerini aynı “Biz”e mensup his- “secular ~ seküler ~ dünyevî” denmiştir; laik ~ avamî
seden insanların o büyük Biz’i yönetmek için karar al- değil.
dıkları yerler değil, çatışan menfaatler arasında bir
Çakma demokrasiler
uzlaşıya varmak için tartıştıkları yerlerdir. Uzlaşmanın
maliyeti dövüşmenin maliyetinin altındaysa konuşma
Türkiye’ye yakın coğrafyalardaki klan, aşiret
ve uzlaşma tercih edilecektir. Böyle olmadığı durum- parçalanmaları, Batı’daki asil, toprak sahibi, ruhban
larda parlamentolar ihtilallerin doğduğu, kralların statüleri milleti, dolayısıyla demokrasiyi yok eden,
idam hükümlerinin verildiği mekânlardır.
millet ve demokrasi öncesi parçalardır. Millet öncesi
ilkel toplum birimleridir. Bunlar tarihin karanlıklarına
Şehirler ve endüstri asillerin, toprak sahiplerigömülmüş, bir daha dirilmeyecek yapılar değildir.
nin gücünü azalttıkça, millet birliği teşekkül ettikçe bu
Bunlar günümüzde de sık sık şu veya bu adla hortlaçekişme, uzlaşma mekânları demokratik meclisler hâmakta, her biri diğerine eşit vatandaşlardan teşekkül
line geldi. Lordlar kamarası (kamara = oda), avam
eden, etmesi gereken millet yapısını yaralamakta, milkamarası, temsilciler meclisi ve senato gibi çift mecletten daha ilkel toplum birimlerine statü talep etmeklisli sistemler hep bu avam-asil ayrımının kalıntılarıdır.
tedirler. Bazen de bu statüyü şu veya bu şekilde ele
Protestanlık ruhbanın gücünü daha önce kırmıştı
geçirirler.
zaten.
Demokrasi tek tek insanların eşitliği demektir.
İngiltere’de krala, kraliçeye taç giydiren, ABD
Milletten küçük toplum birimlerinin, aşiretlerin veya
de başkana yemin ettiren rahipler, günlerce bekletilen
çetelerin eşitliği değil. Demokraside hiçbir grubun diimparatorların yalınayak gelip huzurunda diz çöküp
ğerlerinden farklı statüsü yoktur.vi
biat ettikleri kudretli papaların sembolik kalıntılarıdır.
Milleti işaret eden “Biz” yoksa, millet yerine
Millet iradesi, Avrupa’da Fransız İhtilali ile
ümmet anlamındaki “milletimiz” denmekteyse “milyükselen bir değerdir. İhtilal ruhban ve asillerin güçletimiz” kelimesi de “demokrasi” kelimesi de hileli
lerini yok etmeye yöneliktir. İnsanların ihtilalden sonra
kullanılmaktadır, günümüzün modasıdır diye kullanılbirbirlerine “vatandaş” diye hitap etmeye başlamaları
maktadır. Fakat “demokrasi”yi, moda böyle gerektiribundandır ve vatandaşlar Fransızların ülkesini hep biryor diye kullanan yönetimlerde “demokrasi”
likte yönetmeye kalkışırlar. Fransa kralın, toprak sakelimesinin yanlışlığı ve yetersizliği hissedilir. Çünkü
hiplerinin, papazların, reayanın değil Fransızların )