47
Bu durum aslında olayların arka planını gör- engeldir.
mek için açık bir kapı bırakmaktadır. Terörü meşrulaştırıp, devleti “faşist” olarak gösteren protestoların
Demokrasiyi geliştirecek unsurlara, kendileasıl amacı, PKK terörünü meşrulaştırmaktır.
rine “demokrat” diyen kişi veya yapıların terör örgütleriyle ilişkisinin olmaması için, doğru bir söylem,
Terörün olağanlaştırılması sadece protesto ey- doğru bir kavram çerçevesi üzerinden yaklaşılması gelemleri ile sınırlı değildir. Örgüte yakın öğrenci grup- rekmektedir.
ları, dernekleri ve STK görünümlü yapılanmaların,
organizasyonlarında da aynı sorun ortaya çıkmaktadır.
Terör gruplarının kontrolünü eline geçirdiği
Panel, seminer, konser gibi etkinliklerle de, terör olay- kelimelerle yapılan kara propagandalar karşısında topları “masum” gösterilebilmektedir.
lumsal söylem refleksinin geliştirilmesi şarttır.
Bu kapsamda başkalarının hayatına kast ederek, silahla, bombayla talepte bulunup, tasarlayarak
toplu katliamları gerçekleştirenlerin, yapacaklarının
“demokrasi” ile alakası olamayacağı bir gerçektir.
Son süreçte, üniversitede “akademisyen” sıfatına sığınan ve kendilerini “aydın” ilan eden bir takım
kişiler, Türkiye’de faaliyet gösteren terör odaklarıyla
olan ilişkilerini gizleme gereği dahi duymamaktadırlar. Bu ilişkinin boyutu öyle noktalara varmıştır ki,
terör örgütünün talepleri, akademisyenler noktasında
“demokrasi adımı” olarak dile getirilmeye başlanmıştır.
Aynı zamanda bu kişiler, örgütün verdiği talimat doğrultusunda, “demokrasi ve özgürlük” temalı
birçok açıklama yapmaktadırlar. PKK’yı ise bir terör
örgütü yerine, “Kürt hareketi, Kürt realitesi” olarak tanıtmak istemektedirler. Bu kişilerin aynı zamanda,
Türkiye’nin gelecek nesilleri olan gençlerimize eğitmenlik yaptıkları gerçeği de ayrı bir inceleme konusudur.
Genel Değerlendirme
Türkiye’nin yakın döneminde yaşanan şiddet
olayları, terör ve askeri darbeler nedeniyle “demokrasinin gelişmediği” yorumları yapılmaktadır. Özellikle
terör örgütü PKK’nın son yıllarda bu kavram üzerinden geliştirdiği açılımlar, kendilerini “aydın” olarak
nitelendiren bazı ekran yüzleri tarafından da desteklenmektedir.
Kendi tarihi unutan balık hafızalı bir toplum
haline dönüştürüldüğümüz son yıllarda “demokrasi”
kavramını da kullanmayı bizlere unutturdular. İnsan
hakları, demokrasi, adalet ve eşitlik gibi kavramları
sürekli olarak kullanan unsurların şiddet merkezli hareket etmeleri bu kavramların gelişmesinde en büyük