Dosya Dışı
48
SUN TZU,
CLAUSEWITZ
VE
SAVAŞ SANATI
Mete Aksoy
Hayır! Tabiî ki hayır! Bu konuyu açalım.
Hiç bir insan yaşadığı dönemin şartlarından
bağımsız değildir. Dolayısıyla, insanların oluşturduğu
hiçbir fikir, hiçbir ideoloji ve hiçbir sanat ait olduğu
çağın ruhundan bağımsız olamaz. Peki bu durum, yani
yaşanılan dönemin insan üzerindeki bu etkisi, fikir
adamının, ideoloğun veya sanatçının değerini düşürür
mü? Bu etki, kitleleri harekete geçiren, bir sevgiliye
koşar gibi ölüme koşturan, âdeta şehvet duygusuyla
bir fikir uğrunda çarpışmayı fikirlerinde çok doğal bir
şekilde, âhenk içinde kaynaştıran bu sıradışı insanların
değerini düşürür mü? İçinde yaşadığı zamanın kendi
üzerinde etkisi olması demek, yüzyıllar boyu yaşayan
fikirleri, belki de onlarca yıl zihnî doğum sancıları çekerek doğuran bir dâhinin değerini düşürmek demek
midir? Yani bu söylediğimiz, savaş sanatı dâhileri Sun
Tzu ve Clausewitz’in değerini düşürmek midir?
Monet’in gördüğü bir manzara ile benim gördüğüm manzara “aynı”dır. Her ne kadar Monet ile aramızda yüz otuz dört yaş fark olsa da, aynı zamanda
olduğumuzu farzedelim. İkimiz de işte aynı mekânda
ve zamandayız diyelim. İşte şurada güneş şemsiyeli
bir kadın var, elbisesinin arka tarafı rüzgardan ön tarafa doğru kıvrılmış, yanında da bir çocuk... “Gerçeklik” olarak aynı gerçekliğe bakıyoruz; benim
gördüğüm bu. Fakat Monet gördüğünü resim ile ifâde
ediyor. Monet burada eşi ile çocuğunu resmediyor ve
havanın açık olmasıyla, güneşle ve rüzgarla iyimserliği vurgularken, aynı zamanda resminde enerji dolu
renkler kullanarak, enerji ve şevk de veriyor bize. Ama
başka bir şey daha var: Kadının eteği ve saçları rüzgardan etkilenmiş; uçuyor. Bu güzel ve neşeli anın kısalığını, “sadece bir an” olduğunu anlıyoruz. Bu güzel
anın geçiciliğini, uçuculuğunu kavrıyoruz. Belki de
Monet bize zamanın, belki de aile içinde, doğada geçirilecek zamanın değerini anlatıyor bu rüzgar ile.
Belki de “değerini bilin rüzgar gibi geçecek...”
diyor...
Dolayısıyla Monet ile aynı şartlar içinde olsak
bile, o, eseri ile insanı, doğayı ve zamanı anlatan bir
yorum ortaya koyuyor, ben ise sadece “şemsiyeli bir
kadın ve bir çocuk var, işte o kadar” yorumunu.
Monet bu eserinde, Peyami Safa’nın deyişiyle, zamanın dışına fırlıyor. Artık yaşadığı çağın dışına çıkmış
ve evrenseli yakalamıştır. Bu açıdan baktığımızda, dâhinin, sanatçının yaşadığı zamandan bağımsız olmaması onun değerini hiçbir şekilde düşürmez. Bu