Tan Yeri I. Yaz Sayısı | Page 50

46 bu süreçlerde sosyalist dernek ve yapılarda örgütlenen öğrenciler terör eylemleri gerçekleştirmeye başlamışOrtak söylem “demokrasi” lardır. Bu eylemler sonucunda siyasi iradenin belirli bir çözüm paketinin olmaması (giderek artan öğrenci 1961 anayasasını, 1971 müdahalesini, 1974 olaylarıyla birlikte) 1971 askeri müdahalesine adeta genel affını çıkaran güçler tek bir ortak söylemde birdavetiye çıkarmıştır. leşmişlerdi “demokrasi adına”… Sendikalaşma faaliyetlerin önünü açan, öğ1974 genel affı sonrasında silaha sarılarak renci derneklerinin kurulmasına imkân sağlayan, çeşitli dernek ve örgütleri yaygınlaştıran 1961 anayasası; “devrim” yapmak için yola çıkan unsurlar “Türkiye’de denetim ve serbestlik noktasında birçok sorunu da be- demokrasi yok”, “adaletli ve eşit bir sistem, demokrasi raberinde getiriyordu. Demokrasi ve sivil toplum teo- için” gibi kelimeleri dillerine pelesenk etmişlerdir. rileri kapsamında olumlu gibi görünen serbestlikler, 1980 Darbesini yapanlar da “demokrasi” limadoğru bir şekilde yasal mevzuata oturtulamadığı için, başkalarının hayatlarını hedef alan ideolojik yaklaşım- nına sığınarak kendilerini bir şekilde meşrulaştıracakların legal yollardan faaliyet göstermelerinin önü açıl- lardı. 1982 anayasasının referandumda % 91 oy almasıyla da demokrasi artık darbecilerin elinde bir mıştı. kılıç haline gelecekti. Yeni anayasanın “özgürlükçü” bir yapıyı esas PKK’nın Demokrasi Anlayışı alarak hazırlanması ve kamuoyunda da bu yönde bir propagandanın oluşturulmasıyla; siyasi faaliyetlerin 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bir grup özgürleşeceği, her iş kolunda ortaya çıkan sendikacılık ve dernekleşme faaliyetlerinin topluma yarar sağlaya- üniversite öğrencisi tarafından kurulan, aldığı dış descağı, öğrencilerin de siyasete aktif olarak dâhil olma- tek ve silah gücüyle binlerce insanı katleden terör örlarıyla gelecek yönetimlerin daha iyi yetişeceği gibi gütü PKK son 20 yılda “demokrasi” kavramın en çok hedefler öngörülmeye başlanmıştı. Fakat yeni anaya- kullanan yapıların başında gelmektedir. sanın üzerinde yeterince çalışılmaması, olumlu gibi Örgütün eylem yöntemlerinden birisi de terögözüken bu iyimser havayı kısa sürede dağıtmış, “demokrasi ve özgürlük” temelinden ortaya çıkan birçok rün ve dolayısıyla PKK’nın meşru gibi gösterilme çakuruluş ve kişiler, 1968’den itibaren ülkeyi saran iç basıdır. Diğer eylemlerdeki hareketliliğe ve şiddete nazaran daha farklı bir eylem türü olan “terörün olaçatışmaların tarafı haline gelmişlerdi. ğanlaştırılması”nın yolu “demokratik söylemler”den geçmektedir. Demokrasiye Darbeli Müdahale 1971 yılında Türkiye’deki şiddet olaylarının artması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri 1971 müdahalesini yaparak dolaylı bir darbeyle yönetimi kendi isteği doğrultusunda şekillendiriyordu. 1961’de ortaya çıkan özgürlükçü anayasa propagandası 1971’de farklı bir hüviyete bürünmek zorunda kaldı. Marksist temelli sol örgütlenmeler bu dönemde büyük kan kaybı yaşıyordu. 1974 yılında çıkarılan genel af sonrasında bu durum ortadan kalktı. Marksist terör örgütlerinin lider kadroları ve militanları fanatikleşmiş bir şekilde “demokrasi” kapsamında serbest bırakılmışlardı. Genel af ülkeyi rahatlatacağı yerde çok daha büyük bir şiddet sarmalının içine sürüklemiştir. Örneğin TSK’nın yapmış olduğu sınır ötesi operasyonlar, yurt içi operasyonlar, emniyetin yapmış olduğu KCK operasyonları, birçok ilde örgüt yandaşları tarafından “insan hakları ve demokrasi”nin ihlal edildiği gerekçesiyle protesto edilmektedir. Bu protestoya doğrudan PKK’ya bağlı olmayan ama bu gibi etkinliklerde destek veren birtakım sol gruplar da katılmışlardır. Terör örgütü PKK’nın yapmış olduğu şiddet eylemleri; bombalama, mayın döşeme, pusu kurma, uyuşturucu ticareti, polis ve askerlere yönelik saldırılar, öğretmenlerin kaçırılması, inşaat firmalarının araçlarının yakılması, kamu görevlilerinin tehdit edilmesi gibi olaylarda, bu demokrasi ve insan hakları savunucularını görmek ne yazık ki mümkün olmamaktadır.