27
nında toplandığında mutlak monarşiler veya diktatör- belere ve çöküntülere yenik düşmüşlerdir.1
lükler meydana gelir. Her iki kuvvetin yasama orga2: Arend Lijphart’ın Tanımı: Lijphart, başnında toplanması durumunda ise ortaya -İsviçre’de ve
kanlık sistemini, parlamenter hükümet modelleriyle
1921’de Türkiye’de olduğu gibi- meclis hükümeti siskarşılaştırmış ve bunlar arasındaki zıtlıkları vurgulatemi çıkar.
mıştır:
Kuvvetlerin ayrıldığı sistemler de başkanlık ve
(i): Bir parlamenter sistemde yürütmenin başı
parlamenter hükümet olarak ikiye ayrılmıştır. Başkansorumlık sistemlerinde kuvvetler ayrılığı daha sert ve keskin ve onun kabinesi, yasama organına karşı
ludur. Bir başkanlık sisteminde ise yürütmenin başı
iken, parlamenter sistemde daha yumuşak ve dengelianayasanın belirlediği bir
dönem için seçilir ve
dir.
yasama organının güvensizlik oyuyla istifaya zorlanaBu iki sistem arasında yer alan, bazı yönleriyle maz.
başkanlık sistemini, bazı yönleriyle de parlamenter
(ii): Başkanların halk tarafından seçilmesine
sistemi andıran bir başka model ise yarı-başkanlık sisseçilir.’2
temidir. Bu sistemlerde yürütme gücü halk tarafından karşılık, başbakanların yasama organınca
seçilen bir devlet başkanı ile parlamentonun güvenine
Lijphart, incelediği yirmi iki ülkeyi bu iki kridayanan bir başbakan ve kabinesi arasında paylaşıltere göre değerlendirdiğinde on sekiz
ülkenin
maktadır.
parlamenter sisteme, üç ülkenin başkanlık sistemine
dâhil olduğu, İsviçre’nin
ise melez bir örnek serÇeşitli Siyaset Bilimcilerin Başkanlık Sisgilediği sonucuna ulaşmıştır.
temi Tanımları:
3: Shugart ve Carey’nin Tanımları: Shugart
1: Giovanni Sartori’nin Tanımı: İtalyan siyaset bilimci Sartori, başkanlık sistemini 3 temel ilke ve Carey, başkanlık sistemlerinin dayanması gereken
dört kriter olduğunu söylemişlerdir:
üzerinden yorumlamıştır:
(i): Yürütmenin başı, halk tarafından seçilir.
Sartori’ye göre, ‘bir siyasal sistem, ancak ve
ancak devlet başkanı, (i) halk oyundan çıktığı, (ii) ön(ii): Yasama ve yürütmenin görev süreleri saceden belirlenmiş görev süresi içinde parlamentonun
bittir ve birbirlerinin güvenine tâbi değillerdir.
oyuyla görevden uzaklaştırılamadığı, ve (iii) atadığı
hükümetlere başkanlık ettiği veya onları başka şekilde
(iii): Hükümeti seçilmiş yürütme gücü oluştuyönlendirdiği taktirde, başkanlık sistemidir. Bu üç şar- rur.
tın hepsi yerine geldiğinde, karşımızda saf bir başkan(iv): Başkan, anayasanın kendisine tanıdığı
lık sistemi vardır.’
kanun yapma yetkisine sahiptir.
Sartori, bu ilkelere uyan sadece yirmi başkanBütün bu yazarların yaptıkları tanımlardan
lık sisteminin mevcut olduğunu, bunların çoğunun da
Latin Amerika’da yer aldığını söylemektedir. Başkan- yola çıkarak, başkanlık sistemlerinin ortak özelliklelık sisteminin Avrupa’da herhangi bir saf örneğinin ol- rini şöyle toparlayabiliriz:
maması, buna karşılık bu sistemlerin iki Amerika
1) Başkanlık sistemlerinde yürütme gücünü
kıtasında yer alması, bilinçli bir tercihin ürünü değil,
tarihsel bir olgudur. Avrupa devletleri anayasal hü- temsil eden başkan, doğrudan doğruya veya dolaylı
kümetleri uygulamaya başladıklarında bunların hepsi olarak halk tarafından seçilmektedir. Dolaylı olarak
(Fransa hariç) babadan oğula geçen monarşilerdi. Av- seçilme, ABD’de olduğu gibi seçim kurulları aracılırupa’da 1919 yılında kadar seçilmiş devlet başkanına ğıyla gerçekleşmektedir. Aslında bu durumda da başrastlanmazken, Amerika kıtası ülkelerinde bağımsız- kan, esas itibariyle halk tarafından seçilmektedir.
lığın kazanılmasıyla cumhuriyetlerin kurulması, eş za- Çünkü halk seçim kurulu üyelerini seçerken kendisinin tercih ettiği başkan adayını seçmeyi vaat eden kimanlı olarak gerçekleşmiştir.
şilere oyunu vermektedir.
Sartori, genel başkanlık sistemlerinin genel
2) Yasama yetkisini temsil eden ve çoğunlukla
olarak iyi işlemediklerini savunur. Çünkü ABD hariç,
‘kongre’ olarak adlandırılan organın da tıpkı başkan
bütün başkanlık sistemleri dayanıksız olmuşlar, dargibi belli bir süre için halk tarafından seçilmesi.