22
rarak oynadıkları oyunda da, sufli ve yüzeysel bir haliyle “rit”i gözlemleyebiliriz, ancak bu ritin etki değerinin düşük oluşu, çocuk oyunu olan çete,
büyüklerin oyunu olan “devlet”, “ordu”, “din” gibi
kurumlardan pek farklı değilse de, kültürel olarak
desteklenmemesinden kaynaklanır. Masonluk, devlet
sistemi, ordu gibi kurumlarda, kültür bu kurumları
yarattığı ve bu kurumların oluşması için gerekli olan
esini kolektif bilinç ve bilinçaltı ile bireylere üflediği
için, ritin etkisi güçlüdür ve grubun dışına taşıp bir
“sanal varlık (entity)” oluşturabilecek kudreti haizdir.
Gramsci’nin söylemlerinde, birey farkında olmasa
da, devlet ve din kurumlarının birey üzerinde nasıl
kuvvetli bir tahakküm kurduğunu görebiliriz. Ki, ritin
en güçlü olduğu iki kurum, ordu ve dindir (bu iki kurumun benzerlikleri dikkat çekicidir ve yayılmacı
[doğal-yaşayıştan doğan dinler -Şamanizm, Druidizm
gibi- hariç] dinlerin neden orduyla [askerlikle-savaşla] alakalı söylemlerde bulunduğu buradan anlaşılabilir.), bu iki kurumda, bireysel bilincin üzerinde,
neredeyse mutlaka varan bir “kolektif bilinç-bilinçaltı” hâkimiyetinin olduğunu görürüz.
bilmemnesine gönderme var, İrlanda’daki bilmem ne
oyununa gönderme var, Çinlilerin filanca oyununa
değiniyor, Türkler’in top oyununa (bkz: tepük) değinmek yok. Ya da her türlü şiddet olayı anlatılıyor
bütün dünyadan, Kayserispor-Sivasspor maçında 40
kişi ölmüş, ona değinmece yok. Bu yolla herhangi bir
dönüşüm yaratmak ya da “aydın” olmak imkânsızdır;
aydın her şeyden evvel kendisini yaratan “kültür havzası”nı en iyi tanıyandır.
Max Scheler, sosyalizmi, “insanları ortak
yoksunlukta birleştirmeye çalışıyorlar, oysa insanlar
ancak ortak varlıkta birleşir” mealinde tezlerle eleştiriyor, haklıdır. Avrupa’yı “Avrupa” yapan, siyasi olmayan bir “milliyetçi duruş”tur.
Buradan, “köylüyü aşağılama” tehlikesine
gelmek istiyorum, yazının sonunu getirirken. Türk şehirliliği, ancak “köylünün değerleri”nin işlenmesi ve
yüksek kültür mamulleri yaratılması ile gelişecektir;
bugün Türk toplumun cahil, ahlaksız, kaba saba ve
itici bir hale gelişinin sebebi köylü oluşu değil,
“köy”ün yitirilişi, ne köylü ne şehirli saçmasapan bir
pseudo-sınıfın ortaya çıkmasıdır.
Özetle diyebiliriz ki, toplumsal dönüşümleri
yaratan, “rit”tir ve rit, bir oyunun, kültür tarafından
Bir zaman evvel; “...benim gördüğüm “bozkır
desteklenmesi (birikim) ile etki kazanmasıyla, bazen
ruhu”nda, dağdaki Türkmen çobanı, layıksa, bilmem
kudretli liderler ya da hatipleri “katalizör” olarak kulne kağan’ın soyundan gelenden üstündür ki, Türk talanarak, kitle hareketlerini başlatır ve devam ettirir.
rihi biraz da bunu bir süre sonra unutup, tekrar hatırToplumun sevk ve idaresi için, her zaman “rit”e ihtilayabilmek için türlü eziyetler çekme tarihidir, hala
yaç duyulur ve rit esasında dini, ahlakı, değerleri, yahatırlayamadık dağdaki Türkmen’in kıymeti