Tan Yeri I. Yaz Sayısı | Page 26

22 rarak oynadıkları oyunda da, sufli ve yüzeysel bir haliyle “rit”i gözlemleyebiliriz, ancak bu ritin etki değerinin düşük oluşu, çocuk oyunu olan çete, büyüklerin oyunu olan “devlet”, “ordu”, “din” gibi kurumlardan pek farklı değilse de, kültürel olarak desteklenmemesinden kaynaklanır. Masonluk, devlet sistemi, ordu gibi kurumlarda, kültür bu kurumları yarattığı ve bu kurumların oluşması için gerekli olan esini kolektif bilinç ve bilinçaltı ile bireylere üflediği için, ritin etkisi güçlüdür ve grubun dışına taşıp bir “sanal varlık (entity)” oluşturabilecek kudreti haizdir. Gramsci’nin söylemlerinde, birey farkında olmasa da, devlet ve din kurumlarının birey üzerinde nasıl kuvvetli bir tahakküm kurduğunu görebiliriz. Ki, ritin en güçlü olduğu iki kurum, ordu ve dindir (bu iki kurumun benzerlikleri dikkat çekicidir ve yayılmacı [doğal-yaşayıştan doğan dinler -Şamanizm, Druidizm gibi- hariç] dinlerin neden orduyla [askerlikle-savaşla] alakalı söylemlerde bulunduğu buradan anlaşılabilir.), bu iki kurumda, bireysel bilincin üzerinde, neredeyse mutlaka varan bir “kolektif bilinç-bilinçaltı” hâkimiyetinin olduğunu görürüz. bilmemnesine gönderme var, İrlanda’daki bilmem ne oyununa gönderme var, Çinlilerin filanca oyununa değiniyor, Türkler’in top oyununa (bkz: tepük) değinmek yok. Ya da her türlü şiddet olayı anlatılıyor bütün dünyadan, Kayserispor-Sivasspor maçında 40 kişi ölmüş, ona değinmece yok. Bu yolla herhangi bir dönüşüm yaratmak ya da “aydın” olmak imkânsızdır; aydın her şeyden evvel kendisini yaratan “kültür havzası”nı en iyi tanıyandır. Max Scheler, sosyalizmi, “insanları ortak yoksunlukta birleştirmeye çalışıyorlar, oysa insanlar ancak ortak varlıkta birleşir” mealinde tezlerle eleştiriyor, haklıdır. Avrupa’yı “Avrupa” yapan, siyasi olmayan bir “milliyetçi duruş”tur. Buradan, “köylüyü aşağılama” tehlikesine gelmek istiyorum, yazının sonunu getirirken. Türk şehirliliği, ancak “köylünün değerleri”nin işlenmesi ve yüksek kültür mamulleri yaratılması ile gelişecektir; bugün Türk toplumun cahil, ahlaksız, kaba saba ve itici bir hale gelişinin sebebi köylü oluşu değil, “köy”ün yitirilişi, ne köylü ne şehirli saçmasapan bir pseudo-sınıfın ortaya çıkmasıdır. Özetle diyebiliriz ki, toplumsal dönüşümleri yaratan, “rit”tir ve rit, bir oyunun, kültür tarafından Bir zaman evvel; “...benim gördüğüm “bozkır desteklenmesi (birikim) ile etki kazanmasıyla, bazen ruhu”nda, dağdaki Türkmen çobanı, layıksa, bilmem kudretli liderler ya da hatipleri “katalizör” olarak kulne kağan’ın soyundan gelenden üstündür ki, Türk talanarak, kitle hareketlerini başlatır ve devam ettirir. rihi biraz da bunu bir süre sonra unutup, tekrar hatırToplumun sevk ve idaresi için, her zaman “rit”e ihtilayabilmek için türlü eziyetler çekme tarihidir, hala yaç duyulur ve rit esasında dini, ahlakı, değerleri, yahatırlayamadık dağdaki Türkmen’in kıymeti