14
tarım”ı bugünün eşsiz insanlık medeniyetini yaratan kalist-materyalist olarak insanı biyolojik bir varlık
tarz haline getirenler, göçebe tarımı, yani hayvancılık olarak görürüm. Buradan hareketle, sosyal psikolojitemelli göçebe yaşam tarzını benimseyenlerdi.
nin ve biyolojideki “pattern recognition” yani “örüntü
tanıma” adlı beynin fizikal çalışma prensibinin savSosyolog Selçuk Bağlar ile bir sohbetimizde larından hareketle, “own-race bias” denen bir kavram
kendisi “devleti bir yerden bir yere göçenler kurar” ortaya atılmıştır. Bu tespite göre, insanlar “kendi ırdemişti. Dünya çapında birçok düşünür, birkaç yüz- kından olanları daha iyi tanır, daha çok çeşitlilik
yıldır bu görüşü savunuyorlar, insan topluluklarının görür. “Bütün Çinlilerin bize aynı görünmesi ya da
şekillenmesine dair savlardan en güçlü olanlardan bi- Çinliler için Amerikalıların birbirine benzemesi”nin
ridir.
sebebi budur ve az evvelki iddiayı destekler niteliktedir.) Görülüyor ki, ana grup içinde [ki bu ana grup,
Bu sava göre, “devlet ve din”, bir yerden bir
ortak-yakın dil konuşan, bu yazıya dâhil etmeyeceyere göçen topluluklar tarafından, yeni bir coğrafğim ancak KXCP.ORG (Klassiq Xalq Cephesi Partiyada, eski irfanını ve tarzını muhafaza etmek üzere
yası sitesi) adresindeki “Millet Kavramının Evrimi”
“sınıfsal uzmanlaşma” tercih edilerek yaratılır. Daha
yazımda kendimce incelediğim evrimle bir şekilde
iyi anlaşılması için, tarihten çeşitli örnekler verebilioluşmuş, mayalanmış bir alt gruplar bileşkesi olarak
riz.
görülebilir. Bu alt gruplar ne kadar silikse, şehirlilik
Evrimin en başından başlayalım... İnsan grup- geçmişi o kadar eskidir diyebiliriz. Türklerin adının
ları, çeşitli coğrafyalarda, “kimlik” oluşturuyorlar. neden “Türk” olduğunu da, şöyle açıklayabiliriz: TaGenelde, neolitik çağ ve hemen ertesinde gözümüze rihte ilk defa ciddi bir merkezi yönetim elinde Altaylı
çarpmaya başlar, ilk kimlik nüveleri. Bu nüve nedir? ulusları bünyesinde toplayan “Türk” klanı ya da
Çeşitli yazılarımda irdelediğim ve bu yazıya dâhil et- boyu, diğerlerine adını vermiştir. Yazıya, devletlermeyeceğim, “sıçramalar”la doğan bir bilişsel hare- arası yazışmalara vs. bu “Türk” adı geçtiği için, yaketliliğin, “öz-tanımlama” doğurması. Birçok dilde, bancılar Altaylı alt-grupları hep Türk olarak
etnik grubun kendisine taktığı ad (etnonym), bir şe- anmışlardır. Anadolu ve İran’ı fethe gelen Oğuzlara,
kilde, “insan”, “kişi” manasıyla alakalıdır. Söz gelimi bu iki bölgenin devletleri (Bizans ve İran) tarafından
“Inuit”, bildiğim kadarıyla, Inuit dilinde insan de- iyi tanınan, antlaşmalar yapılmış bir devlet olan
mektir. Ya da “Türk”-“Türük”, “türeyen” manasına “Türk Devleti” (Göktürk Devletinin adı) ile aynı dili
geliyorsa kimi dilbilimcilerin dediği gibi, bu tezi des- konuştukları ve yapısal olarak onlarla aynı oldukları
için, “Türk-manend” yani “Türk gibi” denmiştir. Yine
tekler niteliktedir.
Bizans kaynaklarında, yönetici sınıfı Hazar orjinli
Esas olarak öz-tanımlamanın önem kazan- Türk olan “Kabar/Kavarlar” olduğu için, Macarlara
ması ise, grubun kendi iç iletişiminden doğan ilk Türk, Macaristan’a Türkiye, Arpad soyuna Türk
zayıf tanımlamanın, “diğer” gruplarla başlayan etki- prensleri denmesinin sebebi budur.] nasıl bir “iç içe
leşime başlanması ile, “gruplararası bir d