12
TY: Peki hocam post-modern kavramından bahsedip için değil. O yüzdendir İngiliz’in ya da başkasının
duruyoruz, genel olarak bu kavrama dair görüşünüzü burada egemen olmasına karşı çıkmaları, kendilerinden başka birisi seçkin konumuna gelmesini en az isözetleseniz?
teyecek ye da gelene karşı en sert karşı koyacak grup
KC: Doktorlar, nereden geldiğini, niye olduğunu çö- da bu gruptur. Sait Halim Paşa da “Buhranlarımız”
zemediği semptomların çoğuna alerjik der. Şimdi de, kitabında bu olguyu çok iyi tahlil ediyor. Diyor ki,
açıklamak istemediğimiz fakat kaçınılmaz durumu- Batı burjuvazisinin Batı’da koyduğu kuralları devletmuzu meşrulaştırmak istediğimiz şeylere postmodern ten hak isteyerek Türkiye’ye getirmek bir halk kesidiyoruz. Ne idüğü belirsiz demektir postmodernizm. minin özgürleşmesine tekabül etmemiş, daha ziyade
Güya bireyselliğin, farklılığın yücetilmesidir. Ama bürokrasinin kulu olduğu sultan karşısında güç kafarklılık bizatihi bir değer değildir. Kendi olduğun zanmasına tekâbül etmiştir.
gibi olmak haysiyetlidir, olunan şeyler haysiyetli değildir. Eşek salyangozdan daha değerli değildir. Eşek TY: Gustave Le Bon’un bir tabiri vardır, özetle şunu
eşektir, salyangoz da salyangozdur. Aynı şekilde Türk söyler; demokrasi işlerse Anglo-Saksonlarda işler,
de Türk’tür, Fransız da Fransız’dır. Kendinle barışık Latinler, Fransızlar gibi Akdeniz ülkeleri ise kollektif
olmak budur. Farklılıklar kendi içinde birer değer de- kültüre aittir. Bu kültürler, kollektivist oldukları için,
ğildir. Fark ortaya bir sonuç olarak çıkıyorsa yapıla- sürekli devrimler yaşamaya, diktatör yaratmaya,
cak bir şey yok, ama farklı olmak için farklılığı sonra o diktatörü yıkıp bir süre rahatladıktan sonra
yine bir “tek adam” çıkartmaya ve bu sancılı süreci
vurgulamak yanlıştır.
tekrarlamaya yatkındırlar. Ancak İngiltere tipi muhaTY: Buradan “yerlilik”e geçecek olursak, yerlilik fazakârlığın ve devrimden ziyade tedricen dönüşebilkavramı hem bir postmodern malzeme, hem globa- menin avantajını kullanan ülkelerin demokrasiyle
lizm karşıtlığının bir malzemesi, hem milliyetçiliğin yönetilebilirler. Bu konuda fikriniz nedir? Bizim topbir malzemesi, yer yer sosyalist akımların malze- lumsal ve sosyolojik özelliklerimiz bu süreçlerde ne
mesi... Yerlilik kavramı baktığınız ideolojik pence- kadar etkilidir?
reye göre değişiyor. Siz nasıl tanımlarsınız “yerli
KC: Bu biraz ırkçı bir açıklama. Bu konunun tılsımı,
olmak” kavramını?
İngilizlerin daimi ordusu olmaması ve sınıflar arası
KC: Babamda Osmanlı döneminden kalma Osmanlı geçişlilik. İngiltere’de patlama noktasına kadar inmarşları plakları vardı, Safiye Ayla vardı, Münir Nu- sanları zaptetme gücüne sahip bir merkez yok. Çünkü
rettin’ler vardı. Aynı zamanda keman sonatları da toplumun tümü için varoluşsal zorunluluk olarak orvardı. Ama “batı müziğini de seveyim” diye değil. duya ihtiyaç yok. Merkezi devlet ve daimi ordu da
Babam kuş beslerdi. O keman sonatları kuş sesine bu sebepten yok.
benzediği için almış onları meğer. Yani, olan şeye
kendi dışında bir değer atfetmek için değil, “batı mü- TY: Çok teşekkürler hocam, ağzınıza sağlık. Söyleziği sevmek de iyidir” demek için değil, o sesi sev- şimiz ve kayıtdışı kalan sohbetimiz bizim için unutulmaz geçti.
diği için almış dinliyor o plakları.
TY: Mesele komplekssiz olmak diyorsunuz yani. KC: Ben teşekkür ederim, Tan Yeri okuruna sevgiPeki, Cumhuriyet’i eleştirecek olursak, Cumhuriyet ler.
bu konuda biraz kompleksliydi diyebilir miyiz? Örneğin, “Orada bir köy var uzakta” deyip o köye gidememesi, gittiği zaman da aradığını bulamaması,
bazen o köyle çatışmak zorunda olması bu kompleksin getirdiği çıkmazlar mıdır?
KC: Sen de sohbette belirttin, ben de derslerimde değinirdim: Cumhuriyet’i kim kurdu? Osmanlı’nın seçkinleri kurdu. Kendisi egemen olduğu için, kendi
üstüne yeni bir “seçkin” gelmesini engellemek için
bunu yaptılar. Kendileri özgürlükten yana oldukları
için değil, istiklali diğerlerinden daha fazla istedikleri