Tan Yeri I. Yaz Sayısı | Page 15

11 kullanıyor ve diyor ki, Amazon kabileleri o ilk günahı işlemedikleri için devlet kurulmadı. Devlet ortaya çıkmadı. Burada anlatmaya çalıştığım, “İlk Günah” kavramıyla anlatmak onlara bu kadar doğal geliyor. TY: Bazı devlet teorileri, bütün devletleri bir yerden bir yere göçmek zorunda kalan insanların hayatta kalma çabası olarak açıklar. Hatta dinleri de böyle açıklar; bir mitolojinin köklerinden kopmasıyla sanallaşması ve daha da antropomorfikleşmesi süreci. yolar ve bunu ya “yeşil sermaye” olarak tanımladığımız ılımlı islam, ya da daha protest duran ancak yine bir çıkmaz içerisinde olan, namuslu olsa da gerçekçi olamayan gruplar da bir bilişsel çelişki içerisinde diyebiliriz o zaman? KC: Antikapitalist müslümanlar aslında bir reaksiyon. Ama, kuraltanımaz, kaçak, alttan giden, kayıtdışı bir “anadolu sermayesi” var. 12 Eylül Türkiye kapitalist sınıfının önüne kocaman, dikensiz bir gül bahçesi açtı. Yerleşik sermaye çok rahat edeceğim zannetti. Ama o kadar geniş yaptı ki bu bahçeyi, kenarlarını koruyamadı. Bu kenarlardan gayrınizami girişlerle, kurumsallaşmamış, kayıtdışı, insanların sefaletinden ve bireysel ilişkilerden, cemaatsel ilişkilerden faydalanan bir sermayenin doğuşuna sebep oldu. AKP de bu kuraltanımaz sermayenin iktidarıdır. 12 Eylül darbesinin gayrımeşru ama en hakiki çocuğudur. KC: Arthur Koestler diyor ki, Tatar bilgeleri yerel motiflerden uzaklaştıkça kimliklerini kaybetmeye başladıkça kendilerine gittikleri her yerde bulabilecekleri bir referans aramaya başladılar. Semavi dinlerden birine girmeye karar verdiler. Fakat Hristiyanlığa intisab etseler, Bizans İmparatorluğunun onları ezeceğinden korktular. Hakeza İslama intisab etseler de Abbasilerden. Sonuç olarak, ordusu olmayan tek dine girmeye TY: Peki bu şartlar altında, vergi sistemine bakışınız karar verdiler ve Yahudiliğe intisab ettiler. nedir? TY: Siyasal İslamcıların özellikle kentlerde görünür olan neoliberal politikalarını, kentsel rantla ilişkilerini KC: Türkiye’de dolaylı vergiler toplam vergi gelirlenasıl değerlendiriyorsunuz? İslamcıların neoliberal po- rinin yaklaşık %70’i. Ve bu vergiler en ahlaksız verlitikalarıyla bu topraklarda kök salmış geleneksel İs- gilerdir. Ama “devlet” dediğimiz bir adam yok lam’ın ruhu arasında bir doku uyuşmazlığı yok mu? karşımızda neticede. Egemen sermaye üzerinde söz Anadolu insanının irfanı nerede kaldı? Gezi eylemle- söyleme gücüne sahip olanların düzeni var, onların da rinde AKP iktidarına muhalefet eden gruplardan biri işine geliyor. O kadar. de Anti-kapitalist Müslümanlardı. Sizce böyle bir muhalefet dili yankı uyandırıp kök salabilir mi? KC: İrfanın temeli komplekssiz olmaktır. Allah’a çok şükür Anadolu Sünni’si de hiçbir zaman sömürge olmamış. O yüzden de o kompleks içinde “mutlak”lara sarılma ihtiyacı olmamıştır. TY: Peki bu bir çıkmaz yol mudur? KC: Şehirleşmiş insan Anadolu’daki gibi komplekssiz değildir. Şehirli Müslümanlar daha sorunludur. Eğer hala dinle kendilerini tanımlıyorlarsa, din onlar için sorun olacaktır. Halbuki kendilerini “iş”le tanımlamalılar. Örneğin, anadil meselesi de çok kolay çözülecek. Yeter ki serbest örgütlenme hakkını ver. Birlikte belirli hizmetleri biçimlendirme ve örgütlenme hakkını verdikten sonra bunlar mesele olmaktan çıkar. Bu büyük, milli bir dava değildir. “K