10
esasta örgütlenme imkânı insanların elinden alınırsa,
bu insanlar dağa da çıkar, onun bunun oyuncağı da
olur. Türkiye’nin korsan kapitalizmi, insanlara çeşitli
kimliklere sarınarak hak alma yolunu güya gösterdi.
Çözümü çok basit: Sıfır barajlı, eşit seçme ve seçilme
hakkı veren Milli Bakiye Sistemi.
TY: Mevcut toplumsal eşitsizliklerin ve insanın insan
üzerindeki tahakkümünün kökenlerini nerede görüyorsunuz? Tarihsel olarak, insanın insan üzerindeki
tahakkümüyle doğa üzerindeki tahakkümü arasında
bir ilişki olduğunu düşüyor musunuz? Sizce toplumsal eşitsizliklerin ve doğanın tahribatının en aza indirilmesi mücadelesi bir arada yürütülebilir mi?
TY: Hocam ileriye yönelik bir soru soracak olursak,
gelecek sayılarımızdan birinin dosya konusu “Ahlak KC: Hocam Necati Öner’in çok önemli bir tespiti
Felsefesi” olacak. Siz de az önce ahlaka vurgu yaptı- vardır. Der ki, insan hürriyeti daima bir şeylere karşı
gerçekleşir. Yani negatif, olumsuzlayıcı bir hürriyetnız. Bu ahlakı nasıl tanımlarsınız?
tir. Ben de bu savı ilerlettim ve dedim ki, insan hürKC: Gidip birini habersizce arkadan vurmayacaksın, riyeti neye karşı gerçekleşiyorsa, ona göre de
ya da trafikte kurallara aykırı davranıyorsan bile en biçimleniyordur. Bu rölativite sayesinde de belirlenazından sinyalini yakacaksın. Bir nevi dürüstlük, in- mişliği vardır. Bu durumda da bilimsel olarak incesanın iyi olduğuna inanmaya terk edebiliriz.
lenebilirliği vardır. Burada da, eşitsizliğin kökenini
doğada aramak zaten beşeri varlık alanının, tarihin
TY: Bizim dergiden genç arkadaşlarla şöyle bir fikinkârı demektir. Çünkü insan fıtratından uzaklaştığı
rimiz var ki, kapitalizmin, olmayan ihtiyaçlar yazaman, yani doğasında olan ve hoşuna gitmeyen şeyratma, tektipleştirme, kültürün içini boşaltmak gibi
lere karşı çıktığı zaman insan olmuştur. İnsanın haybir takım marazları var. Biz serbest piyasaya tamavandan farklılaşması, özgürleşmesidir. Tabiatı Tanrı
men karşı olmasak bile, birçok alanda serbest piyayarattıysa, insan Tanrı’nın tekerine çomak sokarak
sanın “mağduruyuz” diyebiliriz. Burada da şöyle bir
insan olmuştur. O yüzden de eşitsizliği tutup da insan
sav sunuyoruz, etnik vurgu, yalnız ayrıştırı manada
doğasında aramak, ya da doğal veri olarak kabul
kolektif haklar olarak değil, sizin de aile terbiyesi
etmek her şeyden önce egemenlerin kendilerini inderken bahsettiğiniz, bir takım geleneksel yapıların
sanüstü bir referans üzerinden haklılaştırmaları, meşortaya çıkarılması, yerel değerlerin ve motiflerin vurrulaştırmaları ve aynı zamanda da insanı Tanrı
gulanması kapitalizme karşı bireyin gücünü artırayarattıysa suçu Tanrı’ya atmaları anlamına gelir. O
caktır. Misalen, çok karikatürize olsa da Japonya’da