DOSYA
FATMA ERBAŞ
PINARBAŞI
MAZİDE KALAN
AVUNTULAR
iz bir anlamda büyük bir
aileydik. Sivas’ ta komşuluk ilişkileri menfaat
ve karşılık beklemeden paylaşmaktı,
fedakârlıktı, fedakârlık etmeyi cana
minnet bilmekti. Her işte her olayda
birlik ve beraberlik olurdu. Nişanda,
kınada, düğünde, bayramda, cenazede dayanışma içinde yaşanırdı… Ben
yoktu biz vardı…
B
Kişisel yarar gözetmeksizin doğumdan ölüme kadar iyi veya kötü günde
sevinç ve kederi paylaşmanın adıydı
komşuluk…
Ahlaki bir düzen içinde kurulan komşuluk insana sevgiyi
saygıyı dayanışmayı ve imece usulü
yardımlaşmayı
öğretmiştir
her
zaman… Komşuluğun alt yapısını oluşturan en
önemli
unsur
elbette mahalle kültürüydü,
sosyal sınıf farkı
ve din farkı yardımlaşmaya
asla mani değildi hoşgörü
her zaman
ön plandaydı…
ENLİ
MELİKE B
22 EKİM - KASIM - ARALIK 2015
Birçok
m ü s ta k i l
ev aynı
bahçe
içinde, iç
içeydi. O
e vlerin
iç içe olması komşuluğun samimiyetini ve sıcaklığını yansıtıyordu. Sabahın
erken saatinde açılan komşu kapıları
insanın gücüne güç, kuvvetine kuvvet
katıyordu. Komşunun ‘’hayırlı sabahlar’’ diyerek dua niteliği taşıyan temennisi huzur veriyordu.
Sabahları erkenden uyanan evin hanımı veya kızı ilk iş olarak toprak zeminli
kapı önünü bir testi suyla desenler çizerek zevkle sular ot süpürge ile komşu kapısının önüne kadar süpürür ve
daha sonra sırayı yan komşu alır süpürme işine o devam ederdi. Mahalle
temizliğine oldukça itina gösterilirdi...
Kıştan çıkıp baharın kapıları aralanmaya başlayınca, bahar temizliğini de
beraberinde getirirdi. Temizliğe önce
yün işlerinden başlanırdı. Kapı önünde yün yıkamak için yeri olmayan
komşular toplanır, mahallede kimin
sebze arabası varsa rica edilip alınır,
en yakın ırmağa yataklar ve yastıklar
taşınırdı. Yün yıkama işi eğlenceli piknik havasına dönüşürdü. Düzen içinde
herkes kendi yapacağı işi bilirdi. Genç
kızlar; ırmağın içine girerek uygun bir
kaya parçasının üzerine yünleri koyup dönüşümlü tokaç vurarak yünleri
yıkarken, kadınlar da; ağaçtan ağaca
ip gererek yıkanan ve suyunu çeken
yünleri çırparak sererlerdi. Çocuklar
kuş cıvıltıları eşliğinde oynarken, yaşlı
teyzeler de güçlerinin yettiğince yemekleri y \\