Yeniden Çevrimler
CINE CRITIC
Buğra Şendündar • Sinema Eleştirmeni • [email protected]
Hollywood
, 2000’lerin
başında konu
bakımından tıkandığından beri günümüze
kadar olan süreçte ara ara eski yapımları
tekrar elden geçirerek farklı soslarla bizlere
gümüş tepsilerde sunmakta. Hali hazırda
sinema tarihinde kendisine çoktan yer etmiş
eserleri farklı yönetmen ve oyuncularla
tekrardan ve “öncekinden daha iyi” olma
iddiasıyla ele alması biz sinemaseverler için
can sıkıcı bir durum arz etmekte. Birkaç ay
önce sinemalarımıza konuk olan “Kötü Ruh”
(Evil Dead) bir istisna olabilir tabii ki. Sam
Raimi’nin 1981’de çok düşük bir bütçeyle
kotardığı klasiğinin aynı adlı yeni uyarlaması
sinema çevrelerini şaşırtmışa benziyor.
Muhtemel bir fiyasko olarak beklenen yapım,
gösterime girdikten sonra eleştirmenler
nezdinde bir şaşkınlık yarattı. Yapımın iyi
bir yeniden çevrim olması bu şaşkınlığın
kaynağını oluşturuyor. Yapımın en büyük
kozu, önceki filmin yönetmeni
ve oyuncusunun yeni eserde
yapımcı olarak bulunmaları
olmuş. Son 15 yıllık dönemde
nadir olarak rastladığımız başarılı
yeniden çevrimlerden birisiydi Evil
Dead. Sistem, medya ve kapitalizmi
zeki bir bakış açısıyla eleştiren ve
160
POWERBOATS&YACHTS
DERGİ NISAN MAYIS .indd 160
öldürüldükten sonra bir şirket tarafından
robota dönüştürülen polis memurunu konu
alan Robocop (1987) şimdilik en son yeniden
kotarılan Hollywood yapımı. Tropa De Elite
1 ve 2 (Özel Tim) filmleriyle ülkesindeki
sistemin kokuşmuşluğunu ve derin devlet
oluşumunu büyük bir cesaretle ele almış
olan Brezilyalı yönetmeni Hollywood,
Robocop’un yeniden çevriminde ona
ülkesindeki gibi fikirsel bazda özgür çekim
şansı vermeyecekti. Padilhai, çekimler
esnasında yakın bir arkadaşına şartların
çok zor olduğunu ve yapımcılara filmle
ilgili kendi fikirlerini kabul ettirememekten
yakınmıştı. Çünkü her şey Amerikan
sinemasının istediği gibi olacaktı. Bu açıdan
yeni Robocop yapımının çok da başarılı
olamaması Birezilyalı yönetmenin suçu
değildir. 2000’lerin başında Hollywood’a
yeniden
çevrim akımının
başlamasında
uzakdoğu
sinemasının etkisi
büyük. “Ringu”
(1998), “Ju-on”
(2002) gibi
yapımlar bu
büyük film
endüstirisinin
gözünü okyanusun öte tarafına dikmesine
neden oldu. Yapımların senaryo açısından
orijinal olması yeni senaryolara aç olan
yapımcıların hemen dikkatini çekti. 2002’de
“The Ring” ve 2004’te “The Grudge” olarak
adı geçen orijinal yapımların kısa sürede
yeniden çevrimlerine tanık olduk. Gişe
kaygısı ile kotarılan yeni eserler tahmin
edilebileceği gibi orijinalleri kadar başarılı
olamadılar. Televizyonun içinden çıkan
ve upuzun saçları öne düşmüş anıyla
hatırlanan orijinal Ringu’da ki söz konusu
sahne karanlık bir odada çekilmişti, fakat
eserin yeniden çevriminde yönetmen Gore
Verbinski söz konusu sahneyi alabildiğine
aydınlık bir ortamda çekerek korku
duygusunu minimuma indirmişti. Usta
yönetmen Martin Scorsese, uzun zamandır
alamadığı en iyi yönetmen Oscar’ını gene
bir uzakdoğu yeniden çevrimi olan The
Departed (Köstebek - 2006) ile aldı. Taxsi
Driver (Taksi Şoförü - 1976), Raging Bull
(Kızgın Boğa – 1980) ve Goodfellas (Sıkı
Dostlar – 1990) gibi başyapıtlara sahip
bu usta yönetmenin Departed ile Oscar
heykelciğini alması düşündürücü. Kendisini
yıllarca görmezden gelen akademi belki
de kendilerini affettirmek için yönetmenin
NİSAN - MAYIS 2014
2.04.2014 08:40