FITNESS
Sık ve ara öğünler sanıldığı
kadar masum değil mi?
Yrd.Doç.Dr Deniz J. Kaya • Yön.Kurulu Başk /Master koç/Danışman/ • [email protected]
Bu
yazımda sizlere vücudumuzdaki
depo yağların erime ve birikme
mekanizmasından sorumlu olan
hormonlardan bahsetmek istiyorum. Kilo
almak hepimizin bildiği gibi vücudumuzda
fazladan yağların birikmesi yani depo
edilmesi demektir. Tam tersi olan kilo
vermek ise vücudumuzdaki yağların
yakılması yani erimesi anlamına gelir.
Bu denklemi hepimiz biliyoruz. Ancak bu
denklem içerisinde üç tane hormon var ki,
bu hormonlar bu mekanizmanın anahtarları.
Bu üç hormon hakkında ne kadar çok şey
bilirsek sağlıklı beslenme hakkındaki
farkındalığımız o derece artacaktır. Şimdi
sizlere sırasıyla bu üç hormonu tanıtmak
istiyorum; insülin, glukagon ve leptin. Ancak
önce karbonhidratların sindirimi hakkında
birkaç temel bilgiyi hatırlayalım.
Ana besin gruplarından biri olan
144
POWERBOATS&YACHTS
DERGİ NISAN MAYIS .indd 144
karbonhidratlar vücudumuzun ihtiyaç
duyduğu enerjinin kaynağıdır. Ekmek,
makarna, pilav, kekler, kurabiyeler, patates,
pişmiş havuç gibi nişastalı sebzeler
ve baklagiller karbonhidrat grubunda
yer alırlar. Karbonhidratları bir sürü
şeker molekülünün bir araya gelmesi
ile oluşmuş kocaman şeker zincirleri
olarak düşünebiliriz. Bu şeker zincirleri
sindirim kanalına yani ağzımıza girdikleri
andan itibaren parçalanmaya başlarlar.
Ağızda tükürük sonra midemizdeki ve
bağırsaklarımızdaki hormonlar ve asitler
sayesinde bu zincirler parçalanır ve
nihayetinde tek halkaya kadar düşerler yani
en küçük yapılarına kadar. Hücrelerimiz
o kadar küçüktür ki, sindirim sistemimiz
enzimleriyle karbonhidratları en küçük
yapıtaşları olan şekere yani glukoza kadar
parçalamak zorundadır. Tüm bu sindirim /
parçalanma işlemleri ile glukoz kanımızda
belli bir seviyeye ulaşır ve nihayetinde
glukozlar hücre içine alınmaya hazırdır artık
hücrelerimizi doyurmaya başlayabiliriz.
Ancak glukozlar hücrelerin içine öyle kendi
başlarına giremezler, hücrelerin kapısını
açacak bir anahtara ihtiyaç vardır.
İnsan vücudu muhteşem bir mekanizmadır
ve her hücrenin, her hormonun ve her
molekülün bir görevi vardır. İnsülin’in görevi
ise kandaki glukozun hücre içine alınmasını
sağlamaktır. Kan glukozu belli bir seviyeye
ulaşır ulaşmaz hemen pankreasımızdan
insülin salınır ve insülin tıpkı bir anahtar gibi
hücrenin glukoz için olan kapılarını açar1.
Eğer kanda insülin yoksa, şeker yani glukoz
hücreler içine alınamaz. Hücreler aç kalır
ve sistem çöker. İnsülin ortalama 2-2,5 saat
boyunca kandaki glukoz bitinceye kadar
hücrelerimize taşır. Ancak tüm hücrelerimiz
NİSAN - MAYIS 2014
2.04.2014 08:38