uyandırmaktı ama bunları asla gül-
dürmeden yapmıyordu. Chaplin 26
yaşında dünyadaki en çok kazanan
insanlardan biri oldu. 17 yaşındaki
Mildred Harris’le hamile olduğu ge-
rekçesiyle, medyanın dikkatini çek-
memek için evlendi, ancak doğan er-
kek çocuğunu 3 gün sonra kaybetti.
Bu Chaplin’in en tanınan filmlerin-
den birini yaratmasının sebebi oldu.
68 dakika ile o döneme kadarki en
uzun eseri olan The Kid filminde
Chaplin, küçük bir çocukla ilgi-
lenen Şarlo’yu canlandırıyordu.
Ancak bu filmi sadece kaybettiği
çocuğundan etkilenerek kendi
çocukluğunu gözler önüne
sermek istediği için yap-
mıştı. The Kid, komedi ve
dramı birleştiren ilk ör-
neklerden biri oldu. An-
cak Chaplin’e göre 1925
yapımlı The Gold Rush
o ana dek yönetip oyna-
dığı en iyi filmdi, hatta
bu filmle hatırlanmak
istediğini bile söyledi.
Charlie ikinci kez hamile-
lik sebebiyle evlendi: Lita
Grey 16 yaşında, Char-
lie 35 yaşındaydı. Mut-
suz bir evlilikleri vardı.
Chaplin karısını görme-
Bazen
kelimelerin
yetersiz
kaldığını
gösteren bir
kahraman.
mek için saatlerce stüdyoda kalıyordu.
Lita’nın istediği üzerine boşandıktan
sonra, Chaplin “ihanet, suiistimal
ve sapık cinsel arzuları” ile suç-
lanmaya başladı. Boşanma sü-
reci öncesinde Chaplin The Cir-
cus üzerinde çalışmaya başlamıştı.
Skandallardan uzak kalınması
için yapımı durdurulan film,
1928 yılında gösterime girdi.
Birinci Oscar Ödüllerinde
Chaplin’e The Circus için
Onur Ödülü verildi.
Bu, sesli sinemanın ortaya
çıktığı dönemdi. Chaplin’e
göre sesli filmler sessiz filmle-
rin sanatsallığını yansıtamıyor-
du. Dolayısıyla Chaplin sessiz
film yapmaktan vazgeçmedi.
Böylelikle en önemli eserlerin-
den birine imza attı: City Lights,
1931. Dönemin eleştirmenlerine
göre Chaplin’den başka hiç kim-
19
se bunu yapamaz, bunun üstesinden
gelemezdi. Ancak Chaplin, sesli film
döneminde buna ne kadar devam ede-
bileceğini bilmiyordu. “Aşırı yalnızlık”
döneminde girmişti, ta ki 21 yaşında-
ki Paulette Goddard ile tanışana kadar.
Chaplin bu sefer bir sürelliğine başarı-
lı ve mutlu bir ilişkinin bir parçasıy-
dı. Yalnızlık döneminde yolculuklara
çıkan Chaplin, Amerika’daki işçi sını-
fının durumundan, büyüyen kapita-
lizmden, yeni makinelerden ve artan
işsizlikten rahatsızdı. İşte sevgili okur,
Modern Times’ın sebebi. 1936 yapım-
lı film, döneminde eleştirilere maruz
kalmış olsa da, günümüzde Chaplin’in
“eşsiz ve rakipsiz zirvesi” olarak ad-
landırılıyor. Artık politik düşünceleri-
ni dile getirmiş olan Chaplin, 1940’lı
yıllarda ününü kaybetmeye başladı.
Büyüyen milliyetçilikten rahatsız olan
Chaplin ile Adolf Hitler arasında ben-
zerlikler yapılmaya başlanmıştı: ikili 4
gün arayla doğmuş, fakirlikten dünya
şöhretine kavuşmuş, aynı şekil bıyığı
paylaşıyordu. Bu benzerliklerden ya-
rarlanan Chaplin, The Great Dictator
için ilk adımları attı. Politik bir mesaj
aktarmak isteyen Chaplin, bunu yap-
manın en etkili yolunun sesli bir film
çekmek olduğunun gayet farkındaydı.
Beş dakikalık savaş ve faşizm karşıtı
bir konuşma ile sonlanan film; En İyi