sene beraber kalan çiftin 8 çocuğu oldu.
Benim
hayatımdaki en
büyük düşman
zamandır.
Film, En İyi Senaryo ve En
İyi Oyuncu dâhil beş Os-
car Ödülüne aday gös-
terildi. Ancak bu dö-
nemde Chaplin’in
özel hayatı hiç iyi-
ye gitmiyordu.18
yaşındaki Oona
O’Neil ile evle-
nerek dördüncü
evliliğini yaptı
ve Chaplin’in
ölümüne ka-
dar 18
20
Yağmurda
yürümeyi
sevmişimdir
hep, kimse
ağladığımı
göremiyor diye.
Bir kara mizah filmi olan Monsieur
Verdoux’nun 1947’de ilk gösteriminden
sonra Chaplin hem finansal hem de sa-
natsal açıdan bir yenil-
giyle karşı
karşı-
y a
kal-
dı. Bu
filmi
yaptığı
“en akıllı
ve parlak
film” olarak
adlandırılan
Chaplin komünist
olmakla suçlandı, Ame-
rikan vatandaşlığını reddetti
ve Amerika’ya girişi yasaklandı. Ka-
rısı ve çocuklarıyla İsviçre’ye taşınan
Chaplin, komünist yönetimli Dünya
Barış Örgütü tarafından Uluslarara-
sı Barış Ödülüne layık görüldü. İlk
Avrupa filmi A King in New York’u
1954 yılında tamamladı ve güç-
lü politik mesajlar vermekten
çekinmedi. Öyle ki, filmin
1973 senesine kadar
Amerika’da gösterilmesi
yasaklandı. Chaplin,
ömrünün geri kalan
yıllarını eski filmlerini
tekrar düzenleyerek
geçirdi. 1960’larda,
Amerika’daki poli-
tik hava değiştikçe
Chaplin’in filmleri
yavaş yavaş tekrar
gösterime girmeye
başladı. 1964 yılında
500 sayfalık otobi-
yografisini yayımla-
dığında En Çok Satanlar listesine girdi.
Sağlığı kötüye giden Chaplin, Amerikan
hükümetinin isteğiyle 20 sene sonra
1972 yılında Amerika’ya döndü, Onur
Ödülü kazandı. Chaplin’in geri dönüşü
o kadar ses getirdi ki, Oscar Ödül Töre-
ninde 12 dakika ayakta alkışlandı. 1975
senesinde Kraliçe Elizabeth II, Chaplin’e
Şövalyelik Unvanını verdi. Chaplin’in
sağlığı Ekim 1977’de iyice kötüleşti. 25
Aralık sabahında ise Chaplin, uykusun-
da geçirdiği kalp krizinden dolayı gözle-
rini açamadı. Charlie Chaplin, “Sinema
dünyasının bir anıtıydı, tüm ülkelerin
ve tüm zamanların… Sinemanın bize
verdiği en güzel hediye”.
Sen ne düşünüyorsun bilmiyorum sev-
gili okur, ama bana sorarsan 16 Nisan
1889’da bir kahraman doğdu. Hepi-
mizin kalbine dokunan bir kahraman.
Hepimizi iyi ya da kötü, az ya da çok,
derinden etkileyen bir kahraman. Bizi
düşündürmesini bilen, kelimelerin her
şey olmadığını bize gösteren bir kahra-
man. Mutsuz olduğunda herhangi bir
söz dinlemenin gerek olmadığını, sessiz-
liğin de bizi mutlu edebileceğini ve gü-
lümseteceğini, kahkahalara bile boğabi-
leceğini kanıtlayan bir kahraman. Ama
aynı zamanda bazen kelimelerin yetersiz
kaldığını gösteren bir kahraman. Sesini
yükseltmekten ve duyurmaktan kork-
mayan bir kahraman. Günümüzde daha
çok ihtiyacımız var buna sevgili okur.
Sesini duyurabilenlerin önemli konuları
ele almasına ihtiyacımız var. Dünyada
olan bitenleri göz ardı etmeyenlere ih-
tiyacımız var. Sanatı ve politikayı iç içe
geçirenlere ihtiyacımız var. Sanat içinde
politikayı, ama bir o kadar da politika
içinde sanatı kullananlara ihtiyacımız
var. Günümüzde sevgiden çok nefret
var. Charlie Chaplin ise bu nefretin,
kelimeler olmadan bile nasıl azalabi-
leceğini, insanların kahkahalarla nasıl
birleşebileceğini gösteren bir kahraman
olmayı başardı. Chaplin’in sözleriyle,
“Kahkahasız geçen bir gün, harcanmış
bir gündür”. P
KAYNAK
www.pekguzelsozler.com
https://tr.wikipedia.org
https://en.wikipedia.org
www.biyografi.info