.
Yaklasan
Çin Gücü
.
ve
. . . .
ABD Perspektifi
GİRİŞ
SSCB ve ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan
sonra dünya sisteminde büyük bir yer
edinmiş iki ülkedir. İki kutuplu sistemin
oluşmasında rol oynayan ve ideolojik
çatışmanın had safhalarda yaşandığı bu iki
ülkenin dönemine “Soğuk Savaş Dönemi”
denmesiyle birlikte aynı zamanda birbirine
paralel düşmüş ekonomik ve askeri
blokların karşı taraftan algıladığı üst düzey
tehdidin yarattığı bir soğuk mücadele de
denebilir. Amerikan emperyalizmi ve Sovyet
sosyalizminin kıyasıya mücadele ettiği bu
dönemde, hem askeri hem ekonomik hem
de siyasal açıdan güç savaşının ortaya çıktığı
ve arada sıcak çatışmaya mahal verildiği
bir dönemde, Çin’in değerlendirilmesi
de önemli bir adım olur. 1950’li yıllarda
Mao’nun inandığı bir idea vardı: Çin’in
gelişmesi sadece Sovyetler Birliği liderliğinde
gerçekleşirdi ve komünizm dalgasının, dünya
sisteminin ana ideolojisi olması gerektiğini
belirtmiştir. Ancak,1960’ın başlarında Çin-
Sovyetler ilişkisi çıkmaza girmiştir. Bu süre
zarfında, ABD ve Çin’in arası bozuktur.
Ne de olsa emperyalizmin kol gezdiği bir
dünyada Çin devleti, Sovyetler yardımıyla
emperyalizmden sıyrılmaya çalışıyordu ama
1
bir yere kadar direnebilmiştir. Bu durumda
Sovyetler Birliği’nin çökmesini arzulayan ABD,
Çin ile arasını temiz tutmak istemiştir. Bu
durumda da aşağıda bahsedileceği gibi hem
kendi çıkarını düşünürken hem de Sovyetler
Birliği’nin gelişmesini engelleyecekti. 1 Bu
dönemde fazlasıyla rasyonel davranan
ABD, Çin ile arasındaki ilişkiyi günümüz
dünyasında kendilerini tam olarak bir
“Tukidides Tuzağının” (Thucydides Trap)
içinde bulacaklardı.
ÇİN VE ABD’NİN TARİHTEN BUGÜNE
DİPLOMATİK İLİŞKİLERİ
Geçtiğimiz aylarda, Çin dışişleri bakanı
Wang Yi, “Çin, hegemonya arayan güçlü bir
ülkenin eski uygulamasını tekrar etmeyecek”
dedi. ABD’ye iyi niyetli davranma ve güven
verme konusunda zorlanıyorlar. Çünkü
ABD yıllardır Çin’in gücünü küçümseyen
bir yaklaşım sağlamıştı. 1990’larda Çin’in
lideri olan Jiang Zemin, ülkenin dış
ilişkilerinde karşılıklı güven, karşılıklı yarar,
eşitlik ve iş birliği çağrısında bulundu. 2002
yılında iktidar olan Hu Jintao’ya göre de
barışçıl gelişme esas olmalıydı. Mevcut
Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Eylül 2017’de
Çin’in hegemonya arayışı için savunduğu ve
eski başkanlara ithamda bulunduğu “genden
Brands, Hal (October 24, 2018) “GRAND STRATEGY Danger: Falling Powers”
56